Undertaker
New member
Keşfedilen midye çeşitlerinden birine Anadolu’dan esinlenerek ‘leguminaia anatolica” ismi verildi.
Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi öğretim üyeleri Doç. Dr. Mustafa Emre Gürlek ile Doç. Dr. Ümit Kebapçı’nın Türkiye’deki akarsularda 10 yıldır süren saha çalışmaları meyvesini verdi.
250 yıllık literatür taranarak Türkiye’de daha evvel bilinen tatlı su 40 midye tipi, 8 ülkeden iştirakçinin bulunduğu proje grubunun çalışmasıyla 42 tipe çıktı.
Burdur Besin Tarım ve Hayvancılık Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gürlek, Türkiye’nin neredeyse bütün bölgelerindeki akarsularında tatlı su midyelerini araştırdıklarını söylemiş oldu.
Çalışmanın sonunda 2 yeni midye tipi bulduklarını vurgulayan Gürlek, keşfe ait bilimsel makalenin de milletlerarası bir mecmuada yayımlandığına değindi.
Tatlı su midye cinslerinin yer ayrıntılarını kayıt altına aldıklarını anlatan Gürlek, keşfin birini Ağrı’nın Tutak ilçesindeki Murat Irmağı’nda, ötekini ise Beyşehir Gölü’ne dökülen Kocaçay deresinde yaptıklarına işaret etti.
Tiplere “leguminaia anatolica” ile “anodonta seddoni” ismi verildi
Bu akarsuların ortak özelliklerinin el değmemiş pak akarsular olduğuna işaret eden Gürlek, çeşidin birinin “leguminaia” ötekinin de “anodonta” cinslerinden olduğunu söylemiş oldu.
Gürlek, “anodonta” ve “leguminaia” cinslerine ilişkin Türkiye’de daha evvel 2’şer cins midye olduğuna değinerek, “Keşifle bu cinslerin 3’üncü cinslerini kayıtlara geçirmiş olduk” dedi.
Gürlek, “Anodonta” cinsi midyelerin başka cinslere bakılırsa daha büyük yapıda olduklarını anlattı:
“Bu cinsler 20 santimetreye kadar ulaşabiliyor fakat “leguminaia” cinsi daha küçük ve şişkinken “unio”lar da bu iki cinse bakılırsa daha ince uzun yapıda midyeler. Bulduğumuz çeşitlerin birine Anadolu’dan esinlenerek ‘leguminaia anatolica’ başkasına ise ‘anodonta seddoni’ ismini verdik. Ülkemizin midye çeşidi zenginliğini ortaya koyan bu çalışma bize gösterdi ki tatlı sularımızda toplamda 42 midye tipi yaşıyor.”
“Bir tatlı suda midyeler var ise o su pak niteliktedir”
Saatte 5 ila 15 litre su süzerek temizleyen midyelerin ekosistem açısından büyük değer taşıdığını söyleyen Gürlek, bir tatlı suda midye var ise o suyun pak olduğunu ve bu suların korunması gerektiğini vurguladı.
Gürlek, midye popülasyonun azaldığı akarsularda kirliliğinin artığını anlattı:
“Türkiye’deki akarsularda genel prestijiyle epeyce çok kirlilik bulunmuyor lakin muhakkak noktalar hariç. Hala bakir, hoş sularımız var. Son senelerda muhakkak yerlerdeki tatlı su midyelerinin toplandığı ve satıldığını üzülerek görüyoruz. Tatlı su midyeleri hayli kısıtlı alanlarda ve muhakkak balık tipleriyle yavaş üreyen canlılar. Bu sebeple tatlı su midyesi toplayıcılığının durdurulmasının popülasyonu korumak için kıymetli olacağını düşünüyorum.”
Gürlek, midyelerin akarsuyun menderes yaptıkları, besin bakımından varlıklı olan yerlerde daha epeyce yaşadıklarına işaret ederek, su kenarlarına gelişi hoş moloz, kum ve hafriyat üzere birtakım materyallerin dökülmemesinin midye popülasyonu için kıymetli olduğunu kelamlarına ekledi.
Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi öğretim üyeleri Doç. Dr. Mustafa Emre Gürlek ile Doç. Dr. Ümit Kebapçı’nın Türkiye’deki akarsularda 10 yıldır süren saha çalışmaları meyvesini verdi.
250 yıllık literatür taranarak Türkiye’de daha evvel bilinen tatlı su 40 midye tipi, 8 ülkeden iştirakçinin bulunduğu proje grubunun çalışmasıyla 42 tipe çıktı.
Burdur Besin Tarım ve Hayvancılık Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gürlek, Türkiye’nin neredeyse bütün bölgelerindeki akarsularında tatlı su midyelerini araştırdıklarını söylemiş oldu.
Çalışmanın sonunda 2 yeni midye tipi bulduklarını vurgulayan Gürlek, keşfe ait bilimsel makalenin de milletlerarası bir mecmuada yayımlandığına değindi.
Tatlı su midye cinslerinin yer ayrıntılarını kayıt altına aldıklarını anlatan Gürlek, keşfin birini Ağrı’nın Tutak ilçesindeki Murat Irmağı’nda, ötekini ise Beyşehir Gölü’ne dökülen Kocaçay deresinde yaptıklarına işaret etti.
Tiplere “leguminaia anatolica” ile “anodonta seddoni” ismi verildi
Bu akarsuların ortak özelliklerinin el değmemiş pak akarsular olduğuna işaret eden Gürlek, çeşidin birinin “leguminaia” ötekinin de “anodonta” cinslerinden olduğunu söylemiş oldu.
Gürlek, “anodonta” ve “leguminaia” cinslerine ilişkin Türkiye’de daha evvel 2’şer cins midye olduğuna değinerek, “Keşifle bu cinslerin 3’üncü cinslerini kayıtlara geçirmiş olduk” dedi.
Gürlek, “Anodonta” cinsi midyelerin başka cinslere bakılırsa daha büyük yapıda olduklarını anlattı:
“Bu cinsler 20 santimetreye kadar ulaşabiliyor fakat “leguminaia” cinsi daha küçük ve şişkinken “unio”lar da bu iki cinse bakılırsa daha ince uzun yapıda midyeler. Bulduğumuz çeşitlerin birine Anadolu’dan esinlenerek ‘leguminaia anatolica’ başkasına ise ‘anodonta seddoni’ ismini verdik. Ülkemizin midye çeşidi zenginliğini ortaya koyan bu çalışma bize gösterdi ki tatlı sularımızda toplamda 42 midye tipi yaşıyor.”
“Bir tatlı suda midyeler var ise o su pak niteliktedir”
Saatte 5 ila 15 litre su süzerek temizleyen midyelerin ekosistem açısından büyük değer taşıdığını söyleyen Gürlek, bir tatlı suda midye var ise o suyun pak olduğunu ve bu suların korunması gerektiğini vurguladı.
Gürlek, midye popülasyonun azaldığı akarsularda kirliliğinin artığını anlattı:
“Türkiye’deki akarsularda genel prestijiyle epeyce çok kirlilik bulunmuyor lakin muhakkak noktalar hariç. Hala bakir, hoş sularımız var. Son senelerda muhakkak yerlerdeki tatlı su midyelerinin toplandığı ve satıldığını üzülerek görüyoruz. Tatlı su midyeleri hayli kısıtlı alanlarda ve muhakkak balık tipleriyle yavaş üreyen canlılar. Bu sebeple tatlı su midyesi toplayıcılığının durdurulmasının popülasyonu korumak için kıymetli olacağını düşünüyorum.”
Gürlek, midyelerin akarsuyun menderes yaptıkları, besin bakımından varlıklı olan yerlerde daha epeyce yaşadıklarına işaret ederek, su kenarlarına gelişi hoş moloz, kum ve hafriyat üzere birtakım materyallerin dökülmemesinin midye popülasyonu için kıymetli olduğunu kelamlarına ekledi.