Muhabir
New member
Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz, ABD askerlerinin çekilmesiyle Afganistan’dan başlaması beklenen yeni göç dalgasıyla ilgili Avrupa Birliği’ne ihtarlarda bulundu.
Bild’e bir mülakat veren Kurz, Afgan sığınmacılar açısından “komşu ülkelerin, Türkiye’nin ya da Afganistan’ın inançlı bölgelerinin daha gerçek yer olduğunu” söylemiş oldu.
Deutsche Welle Türkçe‘nin aktardığına göre, Kurz “Şayet beşerler kaçmak zorundalarsa, her insanın Avusturya, Almanya ya da İsveç’e gelmesindense, Türkiye üzere komşu ülkeleri ya da Afganistan’ın inançlı bölgelerini katiyetle daha yanlışsız yer olarak görüyorum” dedi.
“AB ÜYESİ OLMAYAN ÜLKELERE İADE”
Avusturya Başbakanı sığınmacıların geldikleri ülkelere geri gönderme imkanı bulunmuyorsa AB üyesi olmayan ülkelere iade etme imkanının yaratılması gerektiğini söylemiş oldu.
“Oradaki beşerler için durum dramatik; bu göç akımlarına yol açacak” diyen Kurz, Afganistan’daki meselelerin Almanya ve Avusturya’nın 2015’te olduğu üzere kitlesel olarak mülteci kabul etmesiyle çözülemeyeceğini belirtti.
Avrupa ve Almanya’nın sistemsiz göç karşısında 2015 yılında izlediği çizginin değişmiş olmasından şad olduğunu söyleyen Kurz “Avrupa Birliği olarak o dönemki durumun tekrar oluşmasına mahzur olmak için yaz mevsiminden itibaren aktif olmalıyız” dedi.
“ŞİDDET HATALARI ARTTI”
Kurz kendi hükümetinin iltica başvurusu reddedilen sığınmacıları Afganistan’a sınırdışı etme tavrını ise sürdüreceğini ve Taliban’ın denetimi altındaki bölgeleri genişletmesinin de buna mahzur olmayacağını söylemiş oldu.
Afganistan’dan gelen sığınmacıların sayısının artmasıyla şiddet cürümlerinin da artmasından kaygı ettiğini söyleyen Kurz “Hata istatistiklerine bakmanız gerek. Burada vahşet olarak yaşananların birden fazla geçmişte yoktu. Aşikâr kümelerde sayılar son derece açık, bayanlara yönelik cinsel şiddetin sıklaşması örneğin” dedi.
“BU HASTA İDEOLOJİYİ İTHAL ETMEK İSTEMİYORUM”
Göç yoluyla Avrupa’da İslamcılığın artmasından da tasa duyduğunu söyleyen Kurz “Bu hasta ideolojiyi Avrupa’ya ithal etmek istemiyorum” diye konuştu. Tüm sığınmacıların birebir kefeye konamayacağını söyleyen Kurz “Ancak bu göç akımları niçiniyle geçen senelerda Avrupa’ya epey fazla antisemitizm (Yahudi düşmanlığı) ithal ettik. Gelen beşerler içinde açıkça homofobik olan ve bayanların haklarını kayıtsız koşulsuz üstte tutmayanların sayısı fazlaca” dedi.
Kurz, Haziran ayında Viyana’da 13 yaşındaki bir kız çocuğunun genç Afgan erkekler tarafınca uyuşturucu verilerek istismara uğradığı ve öldürüldüğünü hatırlattı.
AB’DE MALİ YARDIM HAZIRLIĞI
Reuters haber ajansı, geçen hafta AB’nin göç akınını sonlandırabilmek üzere Afganistan ve Afganistan’a komşu ülkeler için yeni bir mali yardım paketi planladığını bildirmişti. Ajansa konuşan ve isimleri açıklanmayan iki AB yetkilisi ve hususa yakın bir diplomat, çabucak hemen hazırlık etabındaki planın Afganistan, Pakistan ve bölge ülkelerine mali yardımların artırılmasını içerdiğini kaydetmişti.
AB yetkilileri, 2016’daki mülteci mutabakatıyla Suriyeli sığınmacıları barındıran Türkiye’nin Afgan sığınmacı ve göçmenlerin barındırılmasında da rol oynayabileceği üzerinde durulduğunu belirtmişti. AB kaynakları, Türkiye’ye Suriyeli sığınmacılar için 2024 yılına kadar ödenmek üzere ayrılan ek 3,5 milyar euro kaynaktan farklı yeni bir mali yardımın gündemde olduğunu da söz etmişti.
Bild’e bir mülakat veren Kurz, Afgan sığınmacılar açısından “komşu ülkelerin, Türkiye’nin ya da Afganistan’ın inançlı bölgelerinin daha gerçek yer olduğunu” söylemiş oldu.
Deutsche Welle Türkçe‘nin aktardığına göre, Kurz “Şayet beşerler kaçmak zorundalarsa, her insanın Avusturya, Almanya ya da İsveç’e gelmesindense, Türkiye üzere komşu ülkeleri ya da Afganistan’ın inançlı bölgelerini katiyetle daha yanlışsız yer olarak görüyorum” dedi.
“AB ÜYESİ OLMAYAN ÜLKELERE İADE”
Avusturya Başbakanı sığınmacıların geldikleri ülkelere geri gönderme imkanı bulunmuyorsa AB üyesi olmayan ülkelere iade etme imkanının yaratılması gerektiğini söylemiş oldu.
“Oradaki beşerler için durum dramatik; bu göç akımlarına yol açacak” diyen Kurz, Afganistan’daki meselelerin Almanya ve Avusturya’nın 2015’te olduğu üzere kitlesel olarak mülteci kabul etmesiyle çözülemeyeceğini belirtti.
Avrupa ve Almanya’nın sistemsiz göç karşısında 2015 yılında izlediği çizginin değişmiş olmasından şad olduğunu söyleyen Kurz “Avrupa Birliği olarak o dönemki durumun tekrar oluşmasına mahzur olmak için yaz mevsiminden itibaren aktif olmalıyız” dedi.
“ŞİDDET HATALARI ARTTI”
Kurz kendi hükümetinin iltica başvurusu reddedilen sığınmacıları Afganistan’a sınırdışı etme tavrını ise sürdüreceğini ve Taliban’ın denetimi altındaki bölgeleri genişletmesinin de buna mahzur olmayacağını söylemiş oldu.
Afganistan’dan gelen sığınmacıların sayısının artmasıyla şiddet cürümlerinin da artmasından kaygı ettiğini söyleyen Kurz “Hata istatistiklerine bakmanız gerek. Burada vahşet olarak yaşananların birden fazla geçmişte yoktu. Aşikâr kümelerde sayılar son derece açık, bayanlara yönelik cinsel şiddetin sıklaşması örneğin” dedi.
“BU HASTA İDEOLOJİYİ İTHAL ETMEK İSTEMİYORUM”
Göç yoluyla Avrupa’da İslamcılığın artmasından da tasa duyduğunu söyleyen Kurz “Bu hasta ideolojiyi Avrupa’ya ithal etmek istemiyorum” diye konuştu. Tüm sığınmacıların birebir kefeye konamayacağını söyleyen Kurz “Ancak bu göç akımları niçiniyle geçen senelerda Avrupa’ya epey fazla antisemitizm (Yahudi düşmanlığı) ithal ettik. Gelen beşerler içinde açıkça homofobik olan ve bayanların haklarını kayıtsız koşulsuz üstte tutmayanların sayısı fazlaca” dedi.
Kurz, Haziran ayında Viyana’da 13 yaşındaki bir kız çocuğunun genç Afgan erkekler tarafınca uyuşturucu verilerek istismara uğradığı ve öldürüldüğünü hatırlattı.
AB’DE MALİ YARDIM HAZIRLIĞI
Reuters haber ajansı, geçen hafta AB’nin göç akınını sonlandırabilmek üzere Afganistan ve Afganistan’a komşu ülkeler için yeni bir mali yardım paketi planladığını bildirmişti. Ajansa konuşan ve isimleri açıklanmayan iki AB yetkilisi ve hususa yakın bir diplomat, çabucak hemen hazırlık etabındaki planın Afganistan, Pakistan ve bölge ülkelerine mali yardımların artırılmasını içerdiğini kaydetmişti.
AB yetkilileri, 2016’daki mülteci mutabakatıyla Suriyeli sığınmacıları barındıran Türkiye’nin Afgan sığınmacı ve göçmenlerin barındırılmasında da rol oynayabileceği üzerinde durulduğunu belirtmişti. AB kaynakları, Türkiye’ye Suriyeli sığınmacılar için 2024 yılına kadar ödenmek üzere ayrılan ek 3,5 milyar euro kaynaktan farklı yeni bir mali yardımın gündemde olduğunu da söz etmişti.