Muhabir
New member
Putin, 10 gün evvel, savaştaki en büyük muvaffakiyetin Azak Denizi’ni Rusya’nın iç denizi haline getirmek olduğunu söylemiş ve âdeti olduğu üzere tarihten örnekler vererek kendisini Çar I. Petro’yla kıyaslamıştı. Hakikaten, savaşta şu ana kadar Ruslar açısından en büyük kazanım, Kırım’ı Rusya’ya bağlayan Azak Denizi kıyı sınırını ele geçirmek oldu. Lakin bu kazanımı da ne kadar koruyacakları kuşkulu. Çünkü Ukrayna ordusu, Zaporojye vilayetinde Melitopol istikametinde yeni bir taarruza hazırlanıyor. Melitopol’e yönelik Ukrayna füze akınları da buna işaret ediyor. Başarırlarsa Rusya’nın Kırım’la kara irtibatı kopmuş olacak.
Ancak bu olanlar, Rusya’nın savaşı kaybettiğini de göstermiyor. Dün Kiev, savaşın başından beri en büyük füze ataklarından birine maruz kaldı ve kentte altyapı çöktü. Belediye lideri Kliçko, su, internet ve telefon hizmetlerinin durabileceğini söylüyor. Uzmanlar, Ukrayna güç ve ulaşım altyapısına akınlarla bir arada savaşın yeni etabının başladığını söylüyor. Nükleer savaş riski ise bambaşka bir bahis.
İÇERİDEN GÖÇME RİSKİ
Rusya, nitekim de Batılı gözlemcilerin pek birçoklarının kestiriminden uzun dayandı. Sonbahar başlarından bu yana hem Batı basını tıpkı vakitte Ukraynalı yetkililer, Rusya’nın “içeriden göçme” riskinden bahsediyor. Evvel, halkın Putin’e karşı ayaklanacağından bahsedildi fakat bunun gerçekçi olmadığını nihayet gördüler. Akabinde kısmi seferberliğe karşı Dağıstan üzere federe cumhuriyetlerde başlayan çalkantılarını abartarak Rusya’nın etnik ayaklanmayla yıkılacağı söylendi. Ama, kimi Ukraynalı uzmanların da değerlendirdiği üzere, Rusya’daki neredeyse bütün federe ünitelerde Ruslar çoğunlukta. Öbür birtakım federe birimlerdeyse çeşitli etnik kümelerin kendi ortalarında iç çatışma var.
HASTA İDDİALARI
Bunların akabinde son vakit içinderda Putin’in vefatı konusu gündeme geldi. İngiliz basınında kimisi Putin’in Parkinson olduğunu yazıyor, kimisi de kan kanseri olduğunu. Ukrayna Devlet Lideri Volodimir Zelenski de geçenlerde Putin ölürse savaşın sona ereceğini söylemiş oldu. Bu, muhtemel görünmüyor. Evet, Rusya’da mevcut sistem, gelecek konusunda soru işareti yaratıyor. Daha 15 yıl evvel Cumhuriyet gazetesi ismine, Putin’in meşhur danışmanı Aleksandır Dugin’le yaptığım röportajda ona, “Putin’den daha sonra hayat var mı” diye sorduğumda gülmüş ve “Evet, Rusya’da bütün sistem tek şahsa bağlı. Bu, telaş verici bir durum” demişti.
Ne var ki mevcut savaşı Putin yanlışlı biçimde başlatmış olsa da Kiev üstündeki Rusya-Batı çatışmasını ve Moskova’nın Ukrayna’daki emellerini, Putin’in hırslarıyla açıklamak yanlış olur. Ukrayna’nın Rusya için taşıdığı jeopolitik ehemmiyeti (Ukrayna, başşehir Moskova’ya 500 kilometre mesafede) ve manevi kıymeti (Rusların cet yurdu olarak gördükleri yer) düşünürsek bu tansiyonun bir kişinin vefatıyla ortadan basitçe kalkmayacağını anlarız. ötürüsıyla, güç bir devir bütün bölgeyi bekliyor.
[email protected]
Ancak bu olanlar, Rusya’nın savaşı kaybettiğini de göstermiyor. Dün Kiev, savaşın başından beri en büyük füze ataklarından birine maruz kaldı ve kentte altyapı çöktü. Belediye lideri Kliçko, su, internet ve telefon hizmetlerinin durabileceğini söylüyor. Uzmanlar, Ukrayna güç ve ulaşım altyapısına akınlarla bir arada savaşın yeni etabının başladığını söylüyor. Nükleer savaş riski ise bambaşka bir bahis.
İÇERİDEN GÖÇME RİSKİ
Rusya, nitekim de Batılı gözlemcilerin pek birçoklarının kestiriminden uzun dayandı. Sonbahar başlarından bu yana hem Batı basını tıpkı vakitte Ukraynalı yetkililer, Rusya’nın “içeriden göçme” riskinden bahsediyor. Evvel, halkın Putin’e karşı ayaklanacağından bahsedildi fakat bunun gerçekçi olmadığını nihayet gördüler. Akabinde kısmi seferberliğe karşı Dağıstan üzere federe cumhuriyetlerde başlayan çalkantılarını abartarak Rusya’nın etnik ayaklanmayla yıkılacağı söylendi. Ama, kimi Ukraynalı uzmanların da değerlendirdiği üzere, Rusya’daki neredeyse bütün federe ünitelerde Ruslar çoğunlukta. Öbür birtakım federe birimlerdeyse çeşitli etnik kümelerin kendi ortalarında iç çatışma var.
HASTA İDDİALARI
Bunların akabinde son vakit içinderda Putin’in vefatı konusu gündeme geldi. İngiliz basınında kimisi Putin’in Parkinson olduğunu yazıyor, kimisi de kan kanseri olduğunu. Ukrayna Devlet Lideri Volodimir Zelenski de geçenlerde Putin ölürse savaşın sona ereceğini söylemiş oldu. Bu, muhtemel görünmüyor. Evet, Rusya’da mevcut sistem, gelecek konusunda soru işareti yaratıyor. Daha 15 yıl evvel Cumhuriyet gazetesi ismine, Putin’in meşhur danışmanı Aleksandır Dugin’le yaptığım röportajda ona, “Putin’den daha sonra hayat var mı” diye sorduğumda gülmüş ve “Evet, Rusya’da bütün sistem tek şahsa bağlı. Bu, telaş verici bir durum” demişti.
Ne var ki mevcut savaşı Putin yanlışlı biçimde başlatmış olsa da Kiev üstündeki Rusya-Batı çatışmasını ve Moskova’nın Ukrayna’daki emellerini, Putin’in hırslarıyla açıklamak yanlış olur. Ukrayna’nın Rusya için taşıdığı jeopolitik ehemmiyeti (Ukrayna, başşehir Moskova’ya 500 kilometre mesafede) ve manevi kıymeti (Rusların cet yurdu olarak gördükleri yer) düşünürsek bu tansiyonun bir kişinin vefatıyla ortadan basitçe kalkmayacağını anlarız. ötürüsıyla, güç bir devir bütün bölgeyi bekliyor.
[email protected]