Muhabir
New member
Getty Images
İngiltere’de haftalık yayımlanan Economist mecmuası, Türkiye’nin Alman tasarımı Reis Sınıfı denizaltılar ile Ege Denizi’nde Yunanistan’a karşı üstünlük elde ettiğini yazdı.
Piri Reis denizaltısını Mart ayında Gölcük Tersanesi’nde suya indirildiğini hatırlatan mecmua, bu gelişmeyi “Türkiye donanması için bir zafer ve Yunanistan için bir baş ağrısı” sözleriyle yorumladı.
Havadan bağımsız tahrik sistemli (AIP) Piri Reis denizaltısı, Türkiye’nin Reis Sınıfı denizaltılar projesinin birinci eseri.
Ağır torpidolar ile deniz ve kara gayelerine karşı güdümlü füze atma kabiliyetine sahip bu denizaltı için Economist’e konuşan Kiel Güvenlik Siyaseti Enstitüsü’nden Johannes Peters, denizaltının sessiz seyir özelliğine övgülerde bulundu.
Peters, “Klasik dizel elektrik denizaltılar 2-3 gün suyun altında kalabilirken bu AIP denizaltı için bu müddet 3 hafta” diye konuştu.
Piri Reis’in “Reaktörleri kapatılamayan daha gürültülü nükleer güçlü denizaltılara kıyasla neredeyse ‘sıfır gürültü emisyonu’ ile çalıştığını” da tabir eden Peters, “Bu Yunan-Türk tansiyonunun yaşandığı sığ sular için mükemmeldir” dedi.
‘TÜRKİYE’NİN SAVUNMA HARCAMALARI DAHA FAZLA’
Türkiye ile Yunanistan içinde Ege Denizi’nde yaşanan tansiyona vurgu yapılan haberde, Yunanistan’ın Fransız savaş uçakları satın aldığını ve savunma harcamalarını ikiye katlayarak 5,5 milyar Euro’ya çıkardığı açıklandı.
Fakat mecmua, bu ölçünün hala Türkiye’nin harcamalarından hayli daha az olduğunu da ekledi.
Economist, Türkiye’nin 6 son teknoloji denizaltısının NATO için de bir artı paha olduğunu aktardı.
Getty Images
‘DENİZALTILAR DENİZ İSTİKRARINI YİNE ŞEKİLLENDİRECEK’
Dergiye konuşan uzmanlardan King’s College London’dan Emmanuel Karagiannis ise, Türk denizaltıların “Yunanistan ile Türkiye içindeki deniz istikrarını bir daha şekillendireceğini” söylemiş oldu.
Denizaltıların, “Yunanistan’ın Kıbrıs, Mısır ve İsrail’e ulaşmak için inşa etmeyi planladığı denizaltı kablolarını gözetlemek de dahil; tartışmalı sularda istihbarat toplamak için kullanabileceğini” yazan mecmua, haberinde Karagiannis’in şu değerlendirmelerine yer verdi:
“Denizaltılar orta menzilli gemisavar füzeleriyle de silahlandırılabilir. Bu denizaltıları maksat alacak Yunan gemilerini büyük ölçüde etkisiz hale getirilebilir. Lakin bu Türkiye’nin yerli silahlarını Alman dizaynına ne kadar güzel entegre edebileceğine bağlı.”
‘BİZ TÜRKİYE’YE SATMAYIN DEMİYORUZ, ‘BU TÜRKİYE’YE SATMAYIN’ DİYORUZ’
Yunanistan’ın Almanya’dan satışları durdurmasını ve denizaltıları öteki bir ülkeye satması istediğini belirten Economist, haberinde “Yunanistan, Türkiye’nin Rusya’dan savunma sistemi satın almasının akabinde ABD’nin F-35 satışını yasaklamasını işaret ediyor ” diye yazdı.
Haberde ismini vermeyen bir Yunan yetkilinin “Biz denizaltıları Türkiye’ye satmayın demiyoruz. Biz, ‘şu anda bu Türkiye’ye satmayın’ diyoruz” kelamlarına de yer verildi. Lakin mecmua, “Yunanistan’ın davetlerinin ise beyhude kaldığını” belirtti.
‘ALMANYA’NIN TEK SIKINTISI PARA DEĞİL’
Economist, Almanya’nın, birtakım AB ülkelerinin Türkiye’ye yönelik silah ihracatını sonlandırmasına karşı direndiğini aktardığı haberinde şu sözlere yer verdi:
“Almanya’nın denizaltı mutabakatını bozmaya yönelik ortaya koydu direniş şaşırtan değil. Almanya’nın son on yılda 14 milyar dolarlık toplam silah ihracatına kıyasla, denizaltı mutabakatlarının 3.5 milyar dolar bedelinde olduğu düşünülüyor.
“Ülke, bilhassa 1960’lardan bu yana 120’den çok denizaltıyı 17 donanmaya satarak dünya denizaltı pazarına istikamet veriyor. Son müşterisi de 2030’larda Fransız denizaltılarını alana kadar boşluğu doldurmak isteyen Avustralya.
“Ancak maddiyat öykünün tamam değil. Türkiye’nin AB ile bağı ve NATO’daki yeri, her iki tertip için de bölücü sıkıntılar. Fransa, Yunanistan ve Kıbrıs, saldırgan ve yayılmacı davranışa sahip olarak görmelerinden dolayı Türkiye’yi püskürtmeye istekli. Buna rağmen Almanya-İtalya, Polonya ve İspanya üzere ülkeler ise ilginin hırçın bir biçimde çökmesini engellemek istiyor.”
‘MESELE YALNIZCA DIŞ SİYASET DEĞİL, BİREBİR VAKİTTE BİR İÇ MESELE’
Mecmua, Türkiye ile bağların kopmasını engellemeye çalışan ülkelerin, Avrupa’ya yönelik göçü denetim altında tutmak istediğini şu cümlelerle aktardı:
“Yunan yetkili, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in bu bahisle ‘takıntılı’ olmasından şu sözlerle şikayet ediyor: ‘Türkiye’nin Avrupa’ya şantaj yapmasına müsaade veriyor’ […]
“[…](Almanya-Türkiye ilişkileri) Daha geniş değerlendirmeler de var. Almanya, Türkiye’yi, Rusya’nın kendisini bir daha ortaya koyduğu, NATO’nun güney kanadında bir siper olarak görüyor.
“Diğer sebepse daha lokal. Almanya, yaklaşık 3 milyon Türk ile dünyanın en büyük Türk diasporasına sahip. Berlin’deki Uygulamalı Türkiye Araştırmaları Merkezi’nden Sinem Adar, ‘Almanya’nın Türkiye ile bağı yalnızca bir dış siyaset sorunu değil, bununla birlikte bir iç meseledir’ diyor.”
40 işçi kapasitesinde ve 68,5 metre uzunluğunda olan Piri Reis denizaltısı, yeni tip denizaltı projesinin de birincisi. 2027’de tamamının denize indirilmesi planlanan öteki denizaltılarının isimlerinin ise, “Hızır Reis”, “Murat Reis”, “Aydın Reis”, “Seydi Ali Reis” ve “Selman Reis” olması planlanıyor.
İngiltere’de haftalık yayımlanan Economist mecmuası, Türkiye’nin Alman tasarımı Reis Sınıfı denizaltılar ile Ege Denizi’nde Yunanistan’a karşı üstünlük elde ettiğini yazdı.
Piri Reis denizaltısını Mart ayında Gölcük Tersanesi’nde suya indirildiğini hatırlatan mecmua, bu gelişmeyi “Türkiye donanması için bir zafer ve Yunanistan için bir baş ağrısı” sözleriyle yorumladı.
Havadan bağımsız tahrik sistemli (AIP) Piri Reis denizaltısı, Türkiye’nin Reis Sınıfı denizaltılar projesinin birinci eseri.
Ağır torpidolar ile deniz ve kara gayelerine karşı güdümlü füze atma kabiliyetine sahip bu denizaltı için Economist’e konuşan Kiel Güvenlik Siyaseti Enstitüsü’nden Johannes Peters, denizaltının sessiz seyir özelliğine övgülerde bulundu.
Peters, “Klasik dizel elektrik denizaltılar 2-3 gün suyun altında kalabilirken bu AIP denizaltı için bu müddet 3 hafta” diye konuştu.
Piri Reis’in “Reaktörleri kapatılamayan daha gürültülü nükleer güçlü denizaltılara kıyasla neredeyse ‘sıfır gürültü emisyonu’ ile çalıştığını” da tabir eden Peters, “Bu Yunan-Türk tansiyonunun yaşandığı sığ sular için mükemmeldir” dedi.
‘TÜRKİYE’NİN SAVUNMA HARCAMALARI DAHA FAZLA’
Türkiye ile Yunanistan içinde Ege Denizi’nde yaşanan tansiyona vurgu yapılan haberde, Yunanistan’ın Fransız savaş uçakları satın aldığını ve savunma harcamalarını ikiye katlayarak 5,5 milyar Euro’ya çıkardığı açıklandı.
Fakat mecmua, bu ölçünün hala Türkiye’nin harcamalarından hayli daha az olduğunu da ekledi.
Economist, Türkiye’nin 6 son teknoloji denizaltısının NATO için de bir artı paha olduğunu aktardı.
Getty Images
‘DENİZALTILAR DENİZ İSTİKRARINI YİNE ŞEKİLLENDİRECEK’
Dergiye konuşan uzmanlardan King’s College London’dan Emmanuel Karagiannis ise, Türk denizaltıların “Yunanistan ile Türkiye içindeki deniz istikrarını bir daha şekillendireceğini” söylemiş oldu.
Denizaltıların, “Yunanistan’ın Kıbrıs, Mısır ve İsrail’e ulaşmak için inşa etmeyi planladığı denizaltı kablolarını gözetlemek de dahil; tartışmalı sularda istihbarat toplamak için kullanabileceğini” yazan mecmua, haberinde Karagiannis’in şu değerlendirmelerine yer verdi:
“Denizaltılar orta menzilli gemisavar füzeleriyle de silahlandırılabilir. Bu denizaltıları maksat alacak Yunan gemilerini büyük ölçüde etkisiz hale getirilebilir. Lakin bu Türkiye’nin yerli silahlarını Alman dizaynına ne kadar güzel entegre edebileceğine bağlı.”
‘BİZ TÜRKİYE’YE SATMAYIN DEMİYORUZ, ‘BU TÜRKİYE’YE SATMAYIN’ DİYORUZ’
Yunanistan’ın Almanya’dan satışları durdurmasını ve denizaltıları öteki bir ülkeye satması istediğini belirten Economist, haberinde “Yunanistan, Türkiye’nin Rusya’dan savunma sistemi satın almasının akabinde ABD’nin F-35 satışını yasaklamasını işaret ediyor ” diye yazdı.
Haberde ismini vermeyen bir Yunan yetkilinin “Biz denizaltıları Türkiye’ye satmayın demiyoruz. Biz, ‘şu anda bu Türkiye’ye satmayın’ diyoruz” kelamlarına de yer verildi. Lakin mecmua, “Yunanistan’ın davetlerinin ise beyhude kaldığını” belirtti.
‘ALMANYA’NIN TEK SIKINTISI PARA DEĞİL’
Economist, Almanya’nın, birtakım AB ülkelerinin Türkiye’ye yönelik silah ihracatını sonlandırmasına karşı direndiğini aktardığı haberinde şu sözlere yer verdi:
“Almanya’nın denizaltı mutabakatını bozmaya yönelik ortaya koydu direniş şaşırtan değil. Almanya’nın son on yılda 14 milyar dolarlık toplam silah ihracatına kıyasla, denizaltı mutabakatlarının 3.5 milyar dolar bedelinde olduğu düşünülüyor.
“Ülke, bilhassa 1960’lardan bu yana 120’den çok denizaltıyı 17 donanmaya satarak dünya denizaltı pazarına istikamet veriyor. Son müşterisi de 2030’larda Fransız denizaltılarını alana kadar boşluğu doldurmak isteyen Avustralya.
“Ancak maddiyat öykünün tamam değil. Türkiye’nin AB ile bağı ve NATO’daki yeri, her iki tertip için de bölücü sıkıntılar. Fransa, Yunanistan ve Kıbrıs, saldırgan ve yayılmacı davranışa sahip olarak görmelerinden dolayı Türkiye’yi püskürtmeye istekli. Buna rağmen Almanya-İtalya, Polonya ve İspanya üzere ülkeler ise ilginin hırçın bir biçimde çökmesini engellemek istiyor.”
‘MESELE YALNIZCA DIŞ SİYASET DEĞİL, BİREBİR VAKİTTE BİR İÇ MESELE’
Mecmua, Türkiye ile bağların kopmasını engellemeye çalışan ülkelerin, Avrupa’ya yönelik göçü denetim altında tutmak istediğini şu cümlelerle aktardı:
“Yunan yetkili, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in bu bahisle ‘takıntılı’ olmasından şu sözlerle şikayet ediyor: ‘Türkiye’nin Avrupa’ya şantaj yapmasına müsaade veriyor’ […]
“[…](Almanya-Türkiye ilişkileri) Daha geniş değerlendirmeler de var. Almanya, Türkiye’yi, Rusya’nın kendisini bir daha ortaya koyduğu, NATO’nun güney kanadında bir siper olarak görüyor.
“Diğer sebepse daha lokal. Almanya, yaklaşık 3 milyon Türk ile dünyanın en büyük Türk diasporasına sahip. Berlin’deki Uygulamalı Türkiye Araştırmaları Merkezi’nden Sinem Adar, ‘Almanya’nın Türkiye ile bağı yalnızca bir dış siyaset sorunu değil, bununla birlikte bir iç meseledir’ diyor.”
40 işçi kapasitesinde ve 68,5 metre uzunluğunda olan Piri Reis denizaltısı, yeni tip denizaltı projesinin de birincisi. 2027’de tamamının denize indirilmesi planlanan öteki denizaltılarının isimlerinin ise, “Hızır Reis”, “Murat Reis”, “Aydın Reis”, “Seydi Ali Reis” ve “Selman Reis” olması planlanıyor.