MrM
New member
Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye’deki 136 başhekime gönderdiği mektupta, asistan tabiplerin çalışma müddetlerinin azaltılması ve nöbet düzenlemesinin mevzuata uygunluğu bahislerinde ihtarda bulundu. Lakin sivil toplum kuruluşları ise bu düzenlemelerin hastanelerin başhekimlerine bırakılmaması gerektiğini, yasal mevzuat altına alınması gerektiğini söylüyor.
SES (Sağlık ve Toplumsal Hizmet İşçileri Sendikası) Aksaray Şube İş Yeri Temsilcisi Aydın Erol, “Başhekimler hastaneleri işletme üzere görür, yalnızca gelirleri düşünür” derken TBB Lideri Şebnem Korur Fincancı ise, “Özellikle tıpta uzmanlık öğrencileri için insanca yaşayabilecekleri şartlar oluşturulmalı” tabirlerini kullandı.
‘BAŞHEKİMLERE MEKTUP GÖNDERMEK YETMEZ’
Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca, çarşamba günü 81 vilayetteki Eğitim Araştırma Hastaneleri ile Üniversite Hastanelerinin başhekimlerine, asistan tabiplerin nöbetlerinin mevzuata bakılırsa düzenlenmesi konusunda mektup gönderdi. Koca’nın mektubunun nasıl karşılık bulacağı ise sıhhat çalışanları açısından çabucak hemen aşikâr değil. Sivil toplum kuruluşları ise, “Mektup yazmak yetmez” diyerek bakanlığa davette bulunuyor.
Sıhhat ve Toplumsal Hizmet İşçileri Sendikası Aksaray Şube İş Yeri Temsilcisi Aydın Erol, “Sorun bu biçimde çözülmez” diyor: “Sağlık iş kolunda mesai düzenlemesi gerekiyor. Bu düzenlemeyi bir mevzuata koymak gerekiyor. Bu düzenlemeler de hastanelerin başhekimlerine bırakılamaz. Hastanelerde performans sistemi var. Bir başhekim hastaneyi işletme olarak görür. Ameliyatların azalması, işlerin düşmesi başhekimin gözünde farklı manalar taşır. Başhekimler hastanelerde gelirlerin düşmesine müsaade vermez. Bu gerçekliği görmek gerekiyor.”
Erol şu biçimde devam etti: “Sağlık Bakanlığı, başhekimlere mektup göndererek kamuoyuna dönük bir uygun niyet izlenimi vermeye çalışıyor. Fakat alana indiğinde bunların esamesi bile yok. Bu işin kimsenin insafına bırakılmadan çalışma müddetlerinin bir üst hudutla belirlenmesi lazım. Bunun da yasaya konulması gerekiyor. Kurumlar da maddelerde var olan çalışma müddetleri kadar sıhhat çalışanlarını çalıştırmalı. Çalışma sürelerindeki üst hudut her vakit sıhhat çalışanlarının aleyhine gelişir.”
TTB: İNSANCA YAŞAYABİLECEKLERİ ŞARTLAR OLUŞTURULMALI
Türk Tabipler Birliği Lideri Şebnem Korur Fincansı ise nöbetlerle ilgili düzenlemelerin diğer düzenlemeleri de birlikteinde getirdiğini söylemiş oldu. Fincancı şunları söylemiş oldu: “Özellikle tıpta uzmanlık öğrencileri için insanca yaşayabilecekleri şartlar oluşturulmalı. İnsanca yaşayabilmek için nöbet fiyatlarını kullanmak isteyenler var. Bu seçimi ortadan kaldırmayacak bir düzenleme gerekiyor. Nöbet daha sonrası müsaade kullandırmak kâfi değil. Meclis’te Sıhhat Bakanlığı’nın bütçesinin görüşüldüğü bu vakitte işçiye ayrılan hissenin maalesef neredeyse maalesef kent hastanelerine ödenen kira kadar olduğu gerçeği ortada. Üstelik şirket hastanesi olarak tanımladığımız bu hastaneler üzerinden sıhhat bütçesinin belirlenmesinin bir manası olmadığını tekraren söylemiş olduk. Sıhhat çalışanlarının insanca yaşayabilecekleri fiyatlandırma siyasetleri istiyoruz. Sıhhat çalışanlarının muhtaç duruma düşürecek siyasetlerden vazgeçilmesi gerekiyor. Tıpta uzmanlık öğrencilerinin öğrenme sürecinde kesintisiz çalıştırılmaları hepimiz için utanç verici.”
SES (Sağlık ve Toplumsal Hizmet İşçileri Sendikası) Aksaray Şube İş Yeri Temsilcisi Aydın Erol, “Başhekimler hastaneleri işletme üzere görür, yalnızca gelirleri düşünür” derken TBB Lideri Şebnem Korur Fincancı ise, “Özellikle tıpta uzmanlık öğrencileri için insanca yaşayabilecekleri şartlar oluşturulmalı” tabirlerini kullandı.
‘BAŞHEKİMLERE MEKTUP GÖNDERMEK YETMEZ’
Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca, çarşamba günü 81 vilayetteki Eğitim Araştırma Hastaneleri ile Üniversite Hastanelerinin başhekimlerine, asistan tabiplerin nöbetlerinin mevzuata bakılırsa düzenlenmesi konusunda mektup gönderdi. Koca’nın mektubunun nasıl karşılık bulacağı ise sıhhat çalışanları açısından çabucak hemen aşikâr değil. Sivil toplum kuruluşları ise, “Mektup yazmak yetmez” diyerek bakanlığa davette bulunuyor.
Sıhhat ve Toplumsal Hizmet İşçileri Sendikası Aksaray Şube İş Yeri Temsilcisi Aydın Erol, “Sorun bu biçimde çözülmez” diyor: “Sağlık iş kolunda mesai düzenlemesi gerekiyor. Bu düzenlemeyi bir mevzuata koymak gerekiyor. Bu düzenlemeler de hastanelerin başhekimlerine bırakılamaz. Hastanelerde performans sistemi var. Bir başhekim hastaneyi işletme olarak görür. Ameliyatların azalması, işlerin düşmesi başhekimin gözünde farklı manalar taşır. Başhekimler hastanelerde gelirlerin düşmesine müsaade vermez. Bu gerçekliği görmek gerekiyor.”
Erol şu biçimde devam etti: “Sağlık Bakanlığı, başhekimlere mektup göndererek kamuoyuna dönük bir uygun niyet izlenimi vermeye çalışıyor. Fakat alana indiğinde bunların esamesi bile yok. Bu işin kimsenin insafına bırakılmadan çalışma müddetlerinin bir üst hudutla belirlenmesi lazım. Bunun da yasaya konulması gerekiyor. Kurumlar da maddelerde var olan çalışma müddetleri kadar sıhhat çalışanlarını çalıştırmalı. Çalışma sürelerindeki üst hudut her vakit sıhhat çalışanlarının aleyhine gelişir.”
TTB: İNSANCA YAŞAYABİLECEKLERİ ŞARTLAR OLUŞTURULMALI
Türk Tabipler Birliği Lideri Şebnem Korur Fincansı ise nöbetlerle ilgili düzenlemelerin diğer düzenlemeleri de birlikteinde getirdiğini söylemiş oldu. Fincancı şunları söylemiş oldu: “Özellikle tıpta uzmanlık öğrencileri için insanca yaşayabilecekleri şartlar oluşturulmalı. İnsanca yaşayabilmek için nöbet fiyatlarını kullanmak isteyenler var. Bu seçimi ortadan kaldırmayacak bir düzenleme gerekiyor. Nöbet daha sonrası müsaade kullandırmak kâfi değil. Meclis’te Sıhhat Bakanlığı’nın bütçesinin görüşüldüğü bu vakitte işçiye ayrılan hissenin maalesef neredeyse maalesef kent hastanelerine ödenen kira kadar olduğu gerçeği ortada. Üstelik şirket hastanesi olarak tanımladığımız bu hastaneler üzerinden sıhhat bütçesinin belirlenmesinin bir manası olmadığını tekraren söylemiş olduk. Sıhhat çalışanlarının insanca yaşayabilecekleri fiyatlandırma siyasetleri istiyoruz. Sıhhat çalışanlarının muhtaç duruma düşürecek siyasetlerden vazgeçilmesi gerekiyor. Tıpta uzmanlık öğrencilerinin öğrenme sürecinde kesintisiz çalıştırılmaları hepimiz için utanç verici.”