Köşe muharrirlerinden Ulusal Kadro yorumu EURO 2020’nin açılış maçında Türkiye, İtalya’ya 3-0 mağlup olurken spor müellifleri Ulusal Kadro’nun oyununu tenkit yağmuruna tuttu.
Spor basınında öne çıkan birtakım köşe yazıları şu biçimde:
UĞUR MELEKE: ÖNEMLİ BİR FİZİKÎ FARK VARDI
İtalya karşısında 90 dakika boyunca futbol ismine ortaya olumlu hiç bir şey koyamadık. Tamam, bu müsabakaya çıkarken 27 maçtır kaybetmeyen İtalyanlar favoriydi, lakin 3-0 kaybettiğimiz maçta büyük bir oyun üstünlüğü ile bizi mağlup ettiler. Birinci 30 dakika yaptığımız gömülü savunma ile yeterli direnç gösterdik fakat İtalyanlar’ın orta alanı, yoğunluğu devasa yükseklikte bir pres ile kendi yarı alanımızdan çıkmamıza müsaade vermedi. Yalnızca uzun toplarla İtalya yarı alanına gitmeye çalıştık. Ağır baskıya stoperlerimiz ve kaleci Uğurcan ile direnmeye çalışan bir ulusal kadro imgesi vardı.
Önemli bir fizikî farkın ötesinde İtalya, hem saha içi organizyonu tıpkı vakitte teknik kalite olarak millilerimize büyük üstünlük kurdu. Maçın hiç bir kısmında topu rakip yarı alana organize bir biçimde taşıyamadık. Topu ilerde hiç tutamadık. Okay yalnızca savunmanın ortasında kaldı. Ozan top tutamadı, sırtı dönük top alıp hiç servis yapamadı. Şenol Güneş, değişikliklerle zayıf kaldığımız orta alanı güçlendirmek istese de ataklar işe yaramadı. (Hürriyet)
ERMAN TOROĞLU: MAÇIN SPİKERİ SAÇMALADI
Futbol iki istikametli bir oyun. tıpkı zamandafansı yapacaksın birebir vakitte atak edeceksin. Biz dün daima defans yapmayı düşündük. Şayet sen kadro olarak atak edemezsen, bu sefer rakip senin üzerine gelir. Netice ne mi olur? Hem hamle ettikleri için birebir vakitte top onlarda olduğu için oynadıkları futboldan da keyif alırlar. O denli de oldu.. Bizim futbolcularımız dün adeta eziyet çektiler. Topu alabilmek için koştular durdular.
Bir de spikerlerin saçma sapan anlatımları ve yorumlarını duyar duymaz, insan yeterlice kahroluyor. Hani maçı radyodan anlatsalar ve biz görmesek diyeceğiz ki, “Vay anasını ya, neler oluyor maçta!” Yahu biz aptal mıyız! Göstere göstere alanda neler yaşandığını izliyoruz, olacak iş değil! Aslında 2-0’dan daha sonra İtalya gaz kesti. Onlar istedikleri üzere oynadılar, biz ise seyrettik.(Sabah)
AHMET ÇAKAR: MAKET OTOMOBİL BİZDEB DAHA ÇOK TOPLA OYNADI
Bu kadro kalitesinin bu biçimdesine berbat futbol oynamaya hakkı yok. İnanın bana maç öncesi maket bir otomobil vardı. Topu aldı, çizgiden hakeme kadar getirdi ve hakem maçı başlattı. Bu minik maket otomobil kadar bile olamadık. Onun kadar topu tutamadık. Süremedik. Maalesef bu biçimdesine bir espri ile başlamak istemezdim lakin hem skor berbat birebir vakitte ortaya konan, daha doğrusu konamayan futbol hayli daha makûs. Birinci yarı direnmeye çalıştık. Kapanıyoruz, Chiellini’nin baş vuruşu haricinde da İtalyanlar’a konum vermedik lakin rakip kaleye de gidemedik. Daha berbatı topu tutamadık. Çok çabuk ve makûs yerlerde kaybettik, inanılmaz mahkûm oynadık. Orta alanımız fazlaca kötü. Ne defansif ne de ofansif tertibin ortasında yoklar. Ozan olsun, Okay olsun, Kenan olsun, Çalhanoğlu olsun bunlardan birinci beklenen topun bizde kalmasıydı. Lakin beceremediler. Bu tıp rakibe karşı bu tıp futbol oynarsanız kırılma anı birinci goldür ve maalesef ikinci yarının çabucak başında da golü yiyince de tam çözüldük. İtalyanlar’ın yapamadığını Merih kendi kalesine atarak yaptı. Lakin Merih’in yanlışı, yapabileceği bir şey yok. Top ona çarptı ve gol oldu. Bundan daha sonra tam dağıldık. Panik.. Çıkalım diyoruz, kaptırıyoruz gol yiyoruz. Ulusal Kadro’yu birinci kez son senelerda bu kadar berbat gördüm. Biz Fransa’da bu çocuklarla Fransa’ya karşı oynadık fakat bu biçimde değildik. Artık klasik lafı söylüyorum, önümüzdeki maçlara bakacağız lakin Galler’i yenmek zorundayız. Yenilirsek bırakın ikinci olmayı ya da en iyi üçüncü olmayı gerimize baka baka konutumuza döneriz. Üstelik alanda epey güzel bir hakem vardı. Penaltıya daha yakın olabilecek bir konumda Akıllı’nın elle kestiği topta penaltıyı verebilirdi. (Sabah)
SERDAR ALİ ÇELİKLER: ÇABUCAK GÖMMEYELİM
Aşikâr ki oyuncularımız da hocamız da “Biz bunlara gol atamayız. Yemezsek iyi” fikrindeydiler. Bu niyet o kadar baskındı ki bir tane topa bile ‘inanarak’ girmediler. Birinci maçtan oyun ve skor olarak ezilmek makus. Biz de ulusal grubumuzu çabucak gömmeyelim. Lakin Galler ve İsviçre maçlarında bu ‘teslimiyet’ ve ‘dağılma’ imgesinin “pardon”u olmaz. Birinci devre Uğurcan, Kenan ve Okay düzgündü. 2. devre kimse düzgün değildi. Çabucak bu maçı unutup DAHA GÜZEL RAKİP TAHLİLİ ile Galler maçına hazırlanmalıyız. (Habertürk)
ÖMER ÜRÜNDÜL: HAKEM GÜZEL MAÇ YÖNETTİ
Ekip olarak yeterli değildik. Tabi bunda formda, kuvvetli ve hırslı bir rakiple oynamamız da değerli bir faktördü. Örneğin en büyük hücum gücümüz olan Burak Yılmaz hem yalnız kaldı tıpkı vakitte tek olumlu parlama dahi yapamadı. niçin? Zira dünya çapında iki stoper karşısındaydı. Chiellini ve Bonucci… Bu maç bize İtalya’nın futbol düzeyinin bizden epey ilerde olduğunu da gösterdi. Artık bu maçı çabucak unutup Bakü’de oynayacağımız İsviçre ve Galler müsabakalarına hazırlanmamız gerekiyor. Biz bu kümeden çıkarsak 16’larda dişimize göre bir rakip gelecek büyük ihtimalle… Onun için bu fırsatı kaçırmayalım. Hollandalı hakem Danny Makkelie de pek yeterli ve objektif bir idare gösterdi. (Sabah)
KEMAL BELGİN: GÜCÜMÜZ YETMEDİ
Bizim bu karşılaşmadan alacağımız en kıymetli ders; rakip ile aramızdaki büyük fizikî zafiyeti geliştirmek olmalıdır…Şampiyonanın açılış niteliğini taşıyan dün akşamki oyunun, altı kırmızı kalemle çizilecek bir kıymetli tarafı vardı. O da, İtalya’nın fizik gücünü sahanın her yerinde kesinlikle bize nazaran fazla adamla kaplaması ve teknik kapasite olarak topları kendi elemanlarına olumlu biçimde kullanışıydı. Olağan bu, rakip tarafınca gerçekleştirilirken bir kıymetli bahsin da altını çizmek gerekir. İtalya’da hiç boş adam yokken hem savunmada hem atağa hazırlanış ve çıkışta negatif ne duruşları ne de top kullanışları vardı. Bize gelince; bir defa Kenan ve Hakan ile açık ve net dokuz kişi oynadık. Ayrıyeten epey ilgi caziptir ki bizim teknik yöneticimiz Kenan’ı lakin 76’da fark edip oyundan aldı. Olağan sormak lazım bu bahsetmiş olduğum İtalya karşısında topu tutup kullanabilecek oyunculardan Yusuf’u niçin çıkarırız ki oyundan? Cengiz’i Kenan değişikliğinde kullanabilsek güya biraz daha tesirli olabilirdik. Hele hele bu sahanın futbolcusu Hakan’ın dün akşamki hâline şaşmamak mümkün değildi. (Türkiye)
LEVENT TÜZEMEN: DUYGUSAL TAKIM
Bilhassa birinci 45’te İtalya önünde “Sefil” bir oyun oynadık. Topa sahip olamadık, rakip kaleye gidemedik, şut atamadık, konum üretemedik ve üst üste 3 pas yapamadık. İtalya önde baskı kurunca kalemize yaslandık ve gol yememek için yalnızca savunma yaparak direndik. Oyuna illa devre içinde mı müdahele etmek gerekir. Şenol Güneş’in “Aman alınmasın, aman kırılmasın” diye erken oyuncu değişikliğine gitmemesi yanılgıydı. (Fotomaç)
Spor basınında öne çıkan birtakım köşe yazıları şu biçimde:
UĞUR MELEKE: ÖNEMLİ BİR FİZİKÎ FARK VARDI
İtalya karşısında 90 dakika boyunca futbol ismine ortaya olumlu hiç bir şey koyamadık. Tamam, bu müsabakaya çıkarken 27 maçtır kaybetmeyen İtalyanlar favoriydi, lakin 3-0 kaybettiğimiz maçta büyük bir oyun üstünlüğü ile bizi mağlup ettiler. Birinci 30 dakika yaptığımız gömülü savunma ile yeterli direnç gösterdik fakat İtalyanlar’ın orta alanı, yoğunluğu devasa yükseklikte bir pres ile kendi yarı alanımızdan çıkmamıza müsaade vermedi. Yalnızca uzun toplarla İtalya yarı alanına gitmeye çalıştık. Ağır baskıya stoperlerimiz ve kaleci Uğurcan ile direnmeye çalışan bir ulusal kadro imgesi vardı.
Önemli bir fizikî farkın ötesinde İtalya, hem saha içi organizyonu tıpkı vakitte teknik kalite olarak millilerimize büyük üstünlük kurdu. Maçın hiç bir kısmında topu rakip yarı alana organize bir biçimde taşıyamadık. Topu ilerde hiç tutamadık. Okay yalnızca savunmanın ortasında kaldı. Ozan top tutamadı, sırtı dönük top alıp hiç servis yapamadı. Şenol Güneş, değişikliklerle zayıf kaldığımız orta alanı güçlendirmek istese de ataklar işe yaramadı. (Hürriyet)
ERMAN TOROĞLU: MAÇIN SPİKERİ SAÇMALADI
Futbol iki istikametli bir oyun. tıpkı zamandafansı yapacaksın birebir vakitte atak edeceksin. Biz dün daima defans yapmayı düşündük. Şayet sen kadro olarak atak edemezsen, bu sefer rakip senin üzerine gelir. Netice ne mi olur? Hem hamle ettikleri için birebir vakitte top onlarda olduğu için oynadıkları futboldan da keyif alırlar. O denli de oldu.. Bizim futbolcularımız dün adeta eziyet çektiler. Topu alabilmek için koştular durdular.
Bir de spikerlerin saçma sapan anlatımları ve yorumlarını duyar duymaz, insan yeterlice kahroluyor. Hani maçı radyodan anlatsalar ve biz görmesek diyeceğiz ki, “Vay anasını ya, neler oluyor maçta!” Yahu biz aptal mıyız! Göstere göstere alanda neler yaşandığını izliyoruz, olacak iş değil! Aslında 2-0’dan daha sonra İtalya gaz kesti. Onlar istedikleri üzere oynadılar, biz ise seyrettik.(Sabah)
AHMET ÇAKAR: MAKET OTOMOBİL BİZDEB DAHA ÇOK TOPLA OYNADI
Bu kadro kalitesinin bu biçimdesine berbat futbol oynamaya hakkı yok. İnanın bana maç öncesi maket bir otomobil vardı. Topu aldı, çizgiden hakeme kadar getirdi ve hakem maçı başlattı. Bu minik maket otomobil kadar bile olamadık. Onun kadar topu tutamadık. Süremedik. Maalesef bu biçimdesine bir espri ile başlamak istemezdim lakin hem skor berbat birebir vakitte ortaya konan, daha doğrusu konamayan futbol hayli daha makûs. Birinci yarı direnmeye çalıştık. Kapanıyoruz, Chiellini’nin baş vuruşu haricinde da İtalyanlar’a konum vermedik lakin rakip kaleye de gidemedik. Daha berbatı topu tutamadık. Çok çabuk ve makûs yerlerde kaybettik, inanılmaz mahkûm oynadık. Orta alanımız fazlaca kötü. Ne defansif ne de ofansif tertibin ortasında yoklar. Ozan olsun, Okay olsun, Kenan olsun, Çalhanoğlu olsun bunlardan birinci beklenen topun bizde kalmasıydı. Lakin beceremediler. Bu tıp rakibe karşı bu tıp futbol oynarsanız kırılma anı birinci goldür ve maalesef ikinci yarının çabucak başında da golü yiyince de tam çözüldük. İtalyanlar’ın yapamadığını Merih kendi kalesine atarak yaptı. Lakin Merih’in yanlışı, yapabileceği bir şey yok. Top ona çarptı ve gol oldu. Bundan daha sonra tam dağıldık. Panik.. Çıkalım diyoruz, kaptırıyoruz gol yiyoruz. Ulusal Kadro’yu birinci kez son senelerda bu kadar berbat gördüm. Biz Fransa’da bu çocuklarla Fransa’ya karşı oynadık fakat bu biçimde değildik. Artık klasik lafı söylüyorum, önümüzdeki maçlara bakacağız lakin Galler’i yenmek zorundayız. Yenilirsek bırakın ikinci olmayı ya da en iyi üçüncü olmayı gerimize baka baka konutumuza döneriz. Üstelik alanda epey güzel bir hakem vardı. Penaltıya daha yakın olabilecek bir konumda Akıllı’nın elle kestiği topta penaltıyı verebilirdi. (Sabah)
SERDAR ALİ ÇELİKLER: ÇABUCAK GÖMMEYELİM
Aşikâr ki oyuncularımız da hocamız da “Biz bunlara gol atamayız. Yemezsek iyi” fikrindeydiler. Bu niyet o kadar baskındı ki bir tane topa bile ‘inanarak’ girmediler. Birinci maçtan oyun ve skor olarak ezilmek makus. Biz de ulusal grubumuzu çabucak gömmeyelim. Lakin Galler ve İsviçre maçlarında bu ‘teslimiyet’ ve ‘dağılma’ imgesinin “pardon”u olmaz. Birinci devre Uğurcan, Kenan ve Okay düzgündü. 2. devre kimse düzgün değildi. Çabucak bu maçı unutup DAHA GÜZEL RAKİP TAHLİLİ ile Galler maçına hazırlanmalıyız. (Habertürk)
ÖMER ÜRÜNDÜL: HAKEM GÜZEL MAÇ YÖNETTİ
Ekip olarak yeterli değildik. Tabi bunda formda, kuvvetli ve hırslı bir rakiple oynamamız da değerli bir faktördü. Örneğin en büyük hücum gücümüz olan Burak Yılmaz hem yalnız kaldı tıpkı vakitte tek olumlu parlama dahi yapamadı. niçin? Zira dünya çapında iki stoper karşısındaydı. Chiellini ve Bonucci… Bu maç bize İtalya’nın futbol düzeyinin bizden epey ilerde olduğunu da gösterdi. Artık bu maçı çabucak unutup Bakü’de oynayacağımız İsviçre ve Galler müsabakalarına hazırlanmamız gerekiyor. Biz bu kümeden çıkarsak 16’larda dişimize göre bir rakip gelecek büyük ihtimalle… Onun için bu fırsatı kaçırmayalım. Hollandalı hakem Danny Makkelie de pek yeterli ve objektif bir idare gösterdi. (Sabah)
KEMAL BELGİN: GÜCÜMÜZ YETMEDİ
Bizim bu karşılaşmadan alacağımız en kıymetli ders; rakip ile aramızdaki büyük fizikî zafiyeti geliştirmek olmalıdır…Şampiyonanın açılış niteliğini taşıyan dün akşamki oyunun, altı kırmızı kalemle çizilecek bir kıymetli tarafı vardı. O da, İtalya’nın fizik gücünü sahanın her yerinde kesinlikle bize nazaran fazla adamla kaplaması ve teknik kapasite olarak topları kendi elemanlarına olumlu biçimde kullanışıydı. Olağan bu, rakip tarafınca gerçekleştirilirken bir kıymetli bahsin da altını çizmek gerekir. İtalya’da hiç boş adam yokken hem savunmada hem atağa hazırlanış ve çıkışta negatif ne duruşları ne de top kullanışları vardı. Bize gelince; bir defa Kenan ve Hakan ile açık ve net dokuz kişi oynadık. Ayrıyeten epey ilgi caziptir ki bizim teknik yöneticimiz Kenan’ı lakin 76’da fark edip oyundan aldı. Olağan sormak lazım bu bahsetmiş olduğum İtalya karşısında topu tutup kullanabilecek oyunculardan Yusuf’u niçin çıkarırız ki oyundan? Cengiz’i Kenan değişikliğinde kullanabilsek güya biraz daha tesirli olabilirdik. Hele hele bu sahanın futbolcusu Hakan’ın dün akşamki hâline şaşmamak mümkün değildi. (Türkiye)
LEVENT TÜZEMEN: DUYGUSAL TAKIM
Bilhassa birinci 45’te İtalya önünde “Sefil” bir oyun oynadık. Topa sahip olamadık, rakip kaleye gidemedik, şut atamadık, konum üretemedik ve üst üste 3 pas yapamadık. İtalya önde baskı kurunca kalemize yaslandık ve gol yememek için yalnızca savunma yaparak direndik. Oyuna illa devre içinde mı müdahele etmek gerekir. Şenol Güneş’in “Aman alınmasın, aman kırılmasın” diye erken oyuncu değişikliğine gitmemesi yanılgıydı. (Fotomaç)