MrM
New member
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Serhan Sakarya, Covid-19 virüsü taşıyan birinin 2 kişiyi hasta edebildiğini, delta varyantına sahip birinin ise 4 kişiyi hasta edebildiğini söylemiş oldu.
Delta varyantı ile ilgili birfazlaca ülkede tedbir alındığını belirten Prof. Dr. Serhan Sakarya, “İngiltere kısıtlamalara devam etmeye karar verdi. En güzel aşılamayı yapan ülkelerden biri olan İsrail’de bile halkın yüzde 100’ü aşılanmış değil. Aşı sizi hasta olmaktan ya da hastalığı ağır geçirmekten koruyor. Hem BioNTech hem Sinovac için birebir şey geçerli. Aşıların çabucak hepsinde şu andaki varyantlara karşı koruyuculuk var” dedi.
Virüsün geliştirdiği mutasyonlar kararında aşıların da kararsız kalabileceğini kaydeden Prof. Dr. Sakarya, pandeminin bir daha patlamaması için virüsün ortamda dolaşabilirliğinin kaldırılması gerektiğine dikkat çekti. Ülke nüfusunun yüzde 75’inin aşılanmaması durumunda toplumun tedbirlere sıkı sıkıya bağlı kalmaya devam etmesi gerektiğini hatırlatan Prof. Dr. Sakarya, şöyleki konuştu:
“Aşılanmış olmanız demek tekrar hastalanmayacağınız manasına gelmiyor. Aşılanmadan evvel 500 tane virüs sizi hasta ederken aşılandıktan daha sonra 5 bin tane virüs lakin sizi hasta edebilir. Aşılanmadan evvel 500 virüste siz hastaneye ya da ağır bakıma yatacak kadar hasta olabilirken, aşılandıktan daha sonra 5 bin virüs sizi bu duruma getirebilir. Ağır bakım ya da hastaneye yatış ciddiyetinde bir hastalık geçirmezsiniz. Hastalığı lakin sıradan bir soğuk algınlığı üzere geçirirsiniz. Ülkemizde iki önemli pik yaşandı. Biri ekim- aralık piki, biri de mart- nisan piki. Ekimde hasta popülasyonu 60-65 yaş kümesiydi. Birçok da ağır bakım gereksinimi hissediyordu. Ama nisan ayındaki pikte yaş ortalamamız 40-45’lere düştü. Zira nisan ayına geldiğimizde 60 yaş üzeri herkesi aşılamıştık. Demek ki aşı çalışıyor.”
‘AÇIK ALANDA BULAŞ ORANI YÜZDE 1’İN ALTINDA’
Birinci çıkan Covid-19 virüsünde bir kişinin 2 kişiyi hasta edebilirken delta varyantında bir kişinin 4 kişiyi hasta edebildiğini söyleyen Prof. Dr. Serhan Sakarya, virüsün hastalandırıcı özelliğinin arttığını belirterek, şu ikazlarda bulundu:
“Mevsimin avantajını muhakkak kullanmamız lazım. Kapalı yerlerde bulunmamalı yakın arada durmamalıyız. Açık alanda toplumsal hayat devam edebilir. Dünyanın bir epey yerinde otoriteler insanların dışarı çıkmasını istiyor. Evvelden açık havada hastalığın bulaşma mümkünlüğünün yüzde 10 civarında olduğu söyleniyordu. Lakin şu an yapılan çalışmalara nazaran açık alanda bulaş oranı yüzde 1’in de altında, yani epey düşük. Aşıyı fazlaca hızlandırmamız lazım. Türkiye şu an günlük 1.5 milyon ile 1 milyon 800 bin içinde aşı yapıyor. Bu epeyce düzgün bir oran. Bunu can havliyle çalışan sıhhat çalışanlarına borçluyuz. Onlara teşekkür ederiz. Bu kadar fazla aşılamayı becerebilen ülke pek az. Biz ağustos ayının sonuna yanlışsız ulaşmamız gereken yüzde 75 çizgisine ulaşmış olacağız. Bu da Covid 19’un artık bizim için önemli bir sorun olmaktan çıkacağı manasına geliyor.”
AŞI OLMAYANLARA YAPTIRIM ÖNERİSİ
Enfeksiyonların toplumun tamamı için önemli risk oluşturduğunu söz eden Prof. Dr. Sakarya, bu niçinle kimsenin ‘aşı olmuyorum’ deme hakkına sahip olmadığını söylemiş oldu: “Aşı olmak ya da olmamak konusunda başlarda hala birtakım sorular var. ‘Bizi fişliyorlar, çipliyorlar’ üzere acayip teoremler var. Aşı olmadığımız vakit, vefata kadar gidebilen önemli risk her dakika etrafımızda dolaşıyor. Aşı olduğumuz vakit bu işten kurtulabilme talihine sahibiz. Bunun için dünyanın kimi gelişmiş ülkelerinde, örneğin Amerika’da, aşı olmayanların devlet imkanlarından yaralanmasına pürüz olundu. Toplu taşımayı kullanamıyorlar, rastgele bir alışveriş merkezine giremiyorlar. İnsanın hayatla olan ilgisini kesiyorlar. Aşıyı reddetmesinler, diye bu uygulama yapılıyor. Aşıyı kesinlikle olmak lazım. Zira enfeksiyon kişinin kendi hastalığı değil. Enfeksiyon her insanın hastalığı. Bu niçinle kimse ‘aşı olmuyorum’ deme hakkına sahip değil.” (DHA)
Delta varyantı ile ilgili birfazlaca ülkede tedbir alındığını belirten Prof. Dr. Serhan Sakarya, “İngiltere kısıtlamalara devam etmeye karar verdi. En güzel aşılamayı yapan ülkelerden biri olan İsrail’de bile halkın yüzde 100’ü aşılanmış değil. Aşı sizi hasta olmaktan ya da hastalığı ağır geçirmekten koruyor. Hem BioNTech hem Sinovac için birebir şey geçerli. Aşıların çabucak hepsinde şu andaki varyantlara karşı koruyuculuk var” dedi.
Virüsün geliştirdiği mutasyonlar kararında aşıların da kararsız kalabileceğini kaydeden Prof. Dr. Sakarya, pandeminin bir daha patlamaması için virüsün ortamda dolaşabilirliğinin kaldırılması gerektiğine dikkat çekti. Ülke nüfusunun yüzde 75’inin aşılanmaması durumunda toplumun tedbirlere sıkı sıkıya bağlı kalmaya devam etmesi gerektiğini hatırlatan Prof. Dr. Sakarya, şöyleki konuştu:
“Aşılanmış olmanız demek tekrar hastalanmayacağınız manasına gelmiyor. Aşılanmadan evvel 500 tane virüs sizi hasta ederken aşılandıktan daha sonra 5 bin tane virüs lakin sizi hasta edebilir. Aşılanmadan evvel 500 virüste siz hastaneye ya da ağır bakıma yatacak kadar hasta olabilirken, aşılandıktan daha sonra 5 bin virüs sizi bu duruma getirebilir. Ağır bakım ya da hastaneye yatış ciddiyetinde bir hastalık geçirmezsiniz. Hastalığı lakin sıradan bir soğuk algınlığı üzere geçirirsiniz. Ülkemizde iki önemli pik yaşandı. Biri ekim- aralık piki, biri de mart- nisan piki. Ekimde hasta popülasyonu 60-65 yaş kümesiydi. Birçok da ağır bakım gereksinimi hissediyordu. Ama nisan ayındaki pikte yaş ortalamamız 40-45’lere düştü. Zira nisan ayına geldiğimizde 60 yaş üzeri herkesi aşılamıştık. Demek ki aşı çalışıyor.”
‘AÇIK ALANDA BULAŞ ORANI YÜZDE 1’İN ALTINDA’
Birinci çıkan Covid-19 virüsünde bir kişinin 2 kişiyi hasta edebilirken delta varyantında bir kişinin 4 kişiyi hasta edebildiğini söyleyen Prof. Dr. Serhan Sakarya, virüsün hastalandırıcı özelliğinin arttığını belirterek, şu ikazlarda bulundu:
“Mevsimin avantajını muhakkak kullanmamız lazım. Kapalı yerlerde bulunmamalı yakın arada durmamalıyız. Açık alanda toplumsal hayat devam edebilir. Dünyanın bir epey yerinde otoriteler insanların dışarı çıkmasını istiyor. Evvelden açık havada hastalığın bulaşma mümkünlüğünün yüzde 10 civarında olduğu söyleniyordu. Lakin şu an yapılan çalışmalara nazaran açık alanda bulaş oranı yüzde 1’in de altında, yani epey düşük. Aşıyı fazlaca hızlandırmamız lazım. Türkiye şu an günlük 1.5 milyon ile 1 milyon 800 bin içinde aşı yapıyor. Bu epeyce düzgün bir oran. Bunu can havliyle çalışan sıhhat çalışanlarına borçluyuz. Onlara teşekkür ederiz. Bu kadar fazla aşılamayı becerebilen ülke pek az. Biz ağustos ayının sonuna yanlışsız ulaşmamız gereken yüzde 75 çizgisine ulaşmış olacağız. Bu da Covid 19’un artık bizim için önemli bir sorun olmaktan çıkacağı manasına geliyor.”
AŞI OLMAYANLARA YAPTIRIM ÖNERİSİ
Enfeksiyonların toplumun tamamı için önemli risk oluşturduğunu söz eden Prof. Dr. Sakarya, bu niçinle kimsenin ‘aşı olmuyorum’ deme hakkına sahip olmadığını söylemiş oldu: “Aşı olmak ya da olmamak konusunda başlarda hala birtakım sorular var. ‘Bizi fişliyorlar, çipliyorlar’ üzere acayip teoremler var. Aşı olmadığımız vakit, vefata kadar gidebilen önemli risk her dakika etrafımızda dolaşıyor. Aşı olduğumuz vakit bu işten kurtulabilme talihine sahibiz. Bunun için dünyanın kimi gelişmiş ülkelerinde, örneğin Amerika’da, aşı olmayanların devlet imkanlarından yaralanmasına pürüz olundu. Toplu taşımayı kullanamıyorlar, rastgele bir alışveriş merkezine giremiyorlar. İnsanın hayatla olan ilgisini kesiyorlar. Aşıyı reddetmesinler, diye bu uygulama yapılıyor. Aşıyı kesinlikle olmak lazım. Zira enfeksiyon kişinin kendi hastalığı değil. Enfeksiyon her insanın hastalığı. Bu niçinle kimse ‘aşı olmuyorum’ deme hakkına sahip değil.” (DHA)