MrM
New member
Trakya Üniversitesi (TÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Halk Sıhhati Ana Bilim Kısmı Lideri Prof. Dr. Faruk Yorulmaz, hiç bir şikayeti olmadan bulaştırmayı sağlayabilecek cinste korona virüsü taşıyanların dışarıda dolaştığını belirterek, “Vaka sayılarının artışı, mutasyonları da körükleyen bir durum. Yeni mutasyonların ortaya çıkışını hızlandıran bir durum olduğu için de maske kullanarak bulaşmayı mümkün olduğunca sınırlandırmamıza gereksinimimiz var” dedi.
‘MASKEDEN VAZGEÇMEMEMİZ GEREK’
Prof. Dr. Faruk Yorulmaz, son periyotlarda koronavirüs hadise sayılarının arttığına işaret ederek, şunları söylemiş oldu:
“Görünen o ki dünyadaki datalara de baktığımız vakit Covid-19 hadiseleri bir daha bir artış göstermekte. Bilhassa yeni varyant denilen çeşidi, bir daha evvelki aşılanmış bireylerde de aşının etkisinin daha az görüldüğü bir hastalık biçiminde ortaya çıkmakta ötürüsıyla bu hastalık bizim için hala ehemmiyetini koruyan bir hastalık. Bu niçinle hepimizin tedbir alması gerekiyor. Maskeden vazgeçmememiz gerekli. Güya son vakitte olay sayılarının azalmış olmasıyla bir arada sorun büsbütün ortadan kalkmış üzere bir algı oluştu toplumumuzda. Bu algının kararıdur bugünkü artış. Dünyadaki de misal bir eğilim oldu. Yani sorun ortadan kalktı diye düşündüğümüz vakit epeyce çarçabuk toplum içerisinde bulaşabildiğini görüyoruz Covid-19’un. Her ne kadar bu yeni varyant, öldürücülüğü daha düşük olan bir varyant ise de hadise sayılarının artışı ile birlikte 2 tane değerli risk ortaya çıkıyor. Bir, sayı arttıkça vefatlar de artıyor. 1 haftada 380 tane demek, günde 50 tane ek olarak Covid’e bağlı vefat, öteki vefat niçinlerinin yanında. Hadise sayıları 232 bin değil de 500 bine çıkarsa, vefatlar de ona paralel halde artış gösterecek ötürüsıyla öldürücülüğünün az olması bizi aldatmamalı, tedbirler almaktan geri bırakmamalı.”
Prof. Dr. Yorulmaz, dışarıda fazlaca daha fazla dolaşan olayın olduğunu da belirterek, “Çok sayıda insanın bakanlığa bildirilmeyen ancak kendi imkanlarıyla buldukları testlerle bir biçimde müspet olduklarını görüyoruz. ötürüsıyla hadise sayısının 232 binden hayli daha fazla olduğunu söylemek abartı olmayacaktır. Ek olarak olay dediğimiz insanların hepsinin şikayetleri yok ki. hiç bir şikayeti olmayan lakin bulaştırmayı sağlayabilecek cinste virüs taşıyan beşerler da ortamızda dolaşıyor. Tüm bu niçinlerle maskeden vazgeçmememiz gerekiyor. İkinci bir özellik daha var. Hadise sayılarının artışı, mutasyonları da körükleyen bir durum. Yeni mutasyonların ortaya çıkışını hızlandıran bir durum olduğu için de maske kullanarak bulaşmayı mümkün olduğunca sınırlandırmamıza gereksinimimiz var” diye konuştu.
‘mRNA AŞILARI BÜYÜK ÖLÇÜDE KORUYUCU’
Salgında korunmada değerli noktanın eksik aşılar olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yorulmaz, DHA’nın aktardığına göre şu biçimde devam etti:
“hiç bir uygulama, hiç bir tıbbi kullandığımız araç, gereç, ilaç yan etkisiz değildir. Aspirin kullandığınız vakit da prospektüsünü şayet okursanız epeyce sayıda yan etkisinin olduğunu bakılırsaceksiniz. Aşılar için de bu durum geçerlidir. Fakat bugüne kadar yapılan çalışmalar, epeyce uzun vadeli aşılarla ilgili çalışmalar var. 1800’lü senelerdan bu yana sürüyor. Aşıların pek birçoklarının son derece inançlı olduğunu göstermiştir. Aşılarla ilgili karşı çıkan insanlarımıza bakıyorum; mesela kuduz aşısıyla ilgili hiç bir tasaları yok. Şayet bu biçimdesine kuşkulu bir ısırmayla, temasla karşı karşıya kalsalar çabucak gidip kuduz aşısını yaptırmaktan çekinmiyorlar. Lakin Covid-19 aşısıyla ilgili bir kesim daha süratli geliştirilmesi zaruriliği niçiniyle güya inançla ilgili problemler daha yüksek üzere görünüyor. Lakin görüyoruz ki 2 yılı aşkın bir tecrübe oldu. Kıymetli ölçüde aşılanmış insanlarımızın etkeni alsalar bile hastalığı yavaşça atlattıklarını gördük. Yüzde 100 kollayıcı mu? Rastgele bir yüzde 100 gözetici imkanımız yok ancak büyük ölçüde esirgeyici olduğunu bilhassa mRNA aşılarının büyük ölçüde gözetici olduğunu şimdiye kadarki tecrübeler göstermiştir. Birtakım spekülasyonlar var lakin o kadar epey aşı üreten ülke ve kuruluş var ki bunların hepsinin berbat niyetli olması üzere bir niyet herbiçimde epeyce sağlıklı bir niyet olmasa gerektir.”
‘OKULLARDA DÜZENENLEME YAPILMALI’
Prof. Dr. Yorulmaz, okulların önerilen tedbirlerini almaları için kâfi vakte sahip olduğunu belirterek, “Okullarda da maske kullanılmasına muhtaçlık var. El hijyeni son derece değerli. El dezenfektanı, lavabolarda sabun ve ellerini kurutabilecekleri tercihen kağıt havlu bulundurmalarında büyük fayda var. Sınıflarda tahminen öğretmenlerin hakim olmaları daha kolay öğrencilerine fakat bahçeye çıktıklarında bir daha öğretmenlerinin nezareti altında bulunmaları, maskelerini çıkartmadan birbirlerine bulaştırmadan oyun oynamalarını, dinlenmelerini sağlamalarını okul yönetimi planlamalı. Bir diğer kıymetli risk alanı yemekhaneler. Çaresiz maskelerini çıkartacak burada çocuklarımız yemek yerken. bu biçimdesine yerlerde de arayı dikkate alacak halde bir düzenleme yapmak, Covid-19’dan korunmamıza yardımcı olacaktır” dedi. (HABER MERKEZİ)
‘MASKEDEN VAZGEÇMEMEMİZ GEREK’
Prof. Dr. Faruk Yorulmaz, son periyotlarda koronavirüs hadise sayılarının arttığına işaret ederek, şunları söylemiş oldu:
“Görünen o ki dünyadaki datalara de baktığımız vakit Covid-19 hadiseleri bir daha bir artış göstermekte. Bilhassa yeni varyant denilen çeşidi, bir daha evvelki aşılanmış bireylerde de aşının etkisinin daha az görüldüğü bir hastalık biçiminde ortaya çıkmakta ötürüsıyla bu hastalık bizim için hala ehemmiyetini koruyan bir hastalık. Bu niçinle hepimizin tedbir alması gerekiyor. Maskeden vazgeçmememiz gerekli. Güya son vakitte olay sayılarının azalmış olmasıyla bir arada sorun büsbütün ortadan kalkmış üzere bir algı oluştu toplumumuzda. Bu algının kararıdur bugünkü artış. Dünyadaki de misal bir eğilim oldu. Yani sorun ortadan kalktı diye düşündüğümüz vakit epeyce çarçabuk toplum içerisinde bulaşabildiğini görüyoruz Covid-19’un. Her ne kadar bu yeni varyant, öldürücülüğü daha düşük olan bir varyant ise de hadise sayılarının artışı ile birlikte 2 tane değerli risk ortaya çıkıyor. Bir, sayı arttıkça vefatlar de artıyor. 1 haftada 380 tane demek, günde 50 tane ek olarak Covid’e bağlı vefat, öteki vefat niçinlerinin yanında. Hadise sayıları 232 bin değil de 500 bine çıkarsa, vefatlar de ona paralel halde artış gösterecek ötürüsıyla öldürücülüğünün az olması bizi aldatmamalı, tedbirler almaktan geri bırakmamalı.”
Prof. Dr. Yorulmaz, dışarıda fazlaca daha fazla dolaşan olayın olduğunu da belirterek, “Çok sayıda insanın bakanlığa bildirilmeyen ancak kendi imkanlarıyla buldukları testlerle bir biçimde müspet olduklarını görüyoruz. ötürüsıyla hadise sayısının 232 binden hayli daha fazla olduğunu söylemek abartı olmayacaktır. Ek olarak olay dediğimiz insanların hepsinin şikayetleri yok ki. hiç bir şikayeti olmayan lakin bulaştırmayı sağlayabilecek cinste virüs taşıyan beşerler da ortamızda dolaşıyor. Tüm bu niçinlerle maskeden vazgeçmememiz gerekiyor. İkinci bir özellik daha var. Hadise sayılarının artışı, mutasyonları da körükleyen bir durum. Yeni mutasyonların ortaya çıkışını hızlandıran bir durum olduğu için de maske kullanarak bulaşmayı mümkün olduğunca sınırlandırmamıza gereksinimimiz var” diye konuştu.
‘mRNA AŞILARI BÜYÜK ÖLÇÜDE KORUYUCU’
Salgında korunmada değerli noktanın eksik aşılar olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yorulmaz, DHA’nın aktardığına göre şu biçimde devam etti:
“hiç bir uygulama, hiç bir tıbbi kullandığımız araç, gereç, ilaç yan etkisiz değildir. Aspirin kullandığınız vakit da prospektüsünü şayet okursanız epeyce sayıda yan etkisinin olduğunu bakılırsaceksiniz. Aşılar için de bu durum geçerlidir. Fakat bugüne kadar yapılan çalışmalar, epeyce uzun vadeli aşılarla ilgili çalışmalar var. 1800’lü senelerdan bu yana sürüyor. Aşıların pek birçoklarının son derece inançlı olduğunu göstermiştir. Aşılarla ilgili karşı çıkan insanlarımıza bakıyorum; mesela kuduz aşısıyla ilgili hiç bir tasaları yok. Şayet bu biçimdesine kuşkulu bir ısırmayla, temasla karşı karşıya kalsalar çabucak gidip kuduz aşısını yaptırmaktan çekinmiyorlar. Lakin Covid-19 aşısıyla ilgili bir kesim daha süratli geliştirilmesi zaruriliği niçiniyle güya inançla ilgili problemler daha yüksek üzere görünüyor. Lakin görüyoruz ki 2 yılı aşkın bir tecrübe oldu. Kıymetli ölçüde aşılanmış insanlarımızın etkeni alsalar bile hastalığı yavaşça atlattıklarını gördük. Yüzde 100 kollayıcı mu? Rastgele bir yüzde 100 gözetici imkanımız yok ancak büyük ölçüde esirgeyici olduğunu bilhassa mRNA aşılarının büyük ölçüde gözetici olduğunu şimdiye kadarki tecrübeler göstermiştir. Birtakım spekülasyonlar var lakin o kadar epey aşı üreten ülke ve kuruluş var ki bunların hepsinin berbat niyetli olması üzere bir niyet herbiçimde epeyce sağlıklı bir niyet olmasa gerektir.”
‘OKULLARDA DÜZENENLEME YAPILMALI’
Prof. Dr. Yorulmaz, okulların önerilen tedbirlerini almaları için kâfi vakte sahip olduğunu belirterek, “Okullarda da maske kullanılmasına muhtaçlık var. El hijyeni son derece değerli. El dezenfektanı, lavabolarda sabun ve ellerini kurutabilecekleri tercihen kağıt havlu bulundurmalarında büyük fayda var. Sınıflarda tahminen öğretmenlerin hakim olmaları daha kolay öğrencilerine fakat bahçeye çıktıklarında bir daha öğretmenlerinin nezareti altında bulunmaları, maskelerini çıkartmadan birbirlerine bulaştırmadan oyun oynamalarını, dinlenmelerini sağlamalarını okul yönetimi planlamalı. Bir diğer kıymetli risk alanı yemekhaneler. Çaresiz maskelerini çıkartacak burada çocuklarımız yemek yerken. bu biçimdesine yerlerde de arayı dikkate alacak halde bir düzenleme yapmak, Covid-19’dan korunmamıza yardımcı olacaktır” dedi. (HABER MERKEZİ)