Muhabir
New member
“ABD medyasının Filistin’i ele almasına ait açık mektup” başlığı ile kaleme alınan mektupta, ülkedeki haber üretiminde “İsrail işgalini ve Filistinlilere yönelik sistematik baskıyı gizlemeye” son verilmesi daveti yapıldı.
The Washington Post, Wall Street Journal ve Los Angeles Times üzere ileri gelen medya kuruluşlarından muhabirlerin de dahil olduğu, en son 514 gazetecinin imza koyduğu mektupta, şu sözlere yer verildi:
“Gerçeği bulmak ve kuvvetlileri hesaba çekmek gazeteciliğin temel unsurlarıdır. Lakin onlarca yıldır haber dalımız İsrail ve Filistin haberlerinde bu pahaları terk etti. Okuyucularımızı, haberin en temel taraflarını gizleyen bir anlatı ile yüzüstü bıraktık: İsrail’in askeri işgalini ve apartheid sistemini.”
– “İsrail’in Filistinlilere uyguladığı sistematik baskı sterilize edilmemeli”
Mektupta, onlarca yıldır devam eden gazetecilikteki bu yanlış uygulamaya okurlar ve gerçekler ismine son vermenin ve habercilikte rotayı ivedilikle değiştirmenin bir misyon olduğu belirtilerek, “İsrail’in Filistinlilere uyguladığı sistematik baskının ispatları epeyce fazla ve artık bu sterilize edilmemeli.” tabiri paylaşıldı.
İnsan Hakları İzleme Örgütünün (HRW) 27 Nisan’da yayımladığı “Bir eşik asıldı: İsrailli yetkililer ile apartheid ve zulüm suçları” başlıklı 213 sayfalık raporuna atıfta bulunulan mektupta, kelam konusu raporun İsrail makamlarının apartheid siyasetlerle insanlığa karşı kabahat işlediğini belgelediği vurgulandı.
Mektupta, “Gazeteciler olarak haberimizin bu gerçeği yansıtıp yansıtmadığını incelememiz gerekiyor.” denilerek, en son Doğu Kudüs Pir Cerrah Mahallesi’ndeki Filistinlilerin zorla meskenlerinden çıkarılması, İsrail güçlerinin ramazanda Mescidi Aksa baskını ve İsrail’in Gazze’ye yönelik hava saldırısı olaylarında kullanılan haber lisanı buna örnek gösterildi.
– “Hikayeyi hakikat yazmak üzere bir sorumluluğumuz ve kutsal yükümlülüğümüz var”
ABD medya kuruluşlarının haberlerinde İsrail askeri tezlerini sorgulamadan ve delil istemeden çoğunlukla yenidenladığına dikkati çekilen mektupta, “Gazetecileri, dehşet yahut kayırma olmadan tam bağlama dayalı gerçeği söylemeye ve İsrail’in Filistinlilere uyguladığı baskıyı gizlemenin bu dalda objektiflik standartlarında başarısız olduğu manasına geldiğini kabul etmeye çağırıyoruz.” Sözleri kullanıldı.
Mektupta, gazetecilerin halkı hakikat bilgilendirme üzere kıymetli bir misyonu olduğunun altı çizilerek, “Hikayeyi gerçek yazmak üzere bir sorumluluğumuz ve de kutsal bir yükümlülüğümüz var. Gerçeği haberleştirmedeki her başarısızlığımızda, okuyucularımızı, gayemizi ve nihayetinde Filistin halkını başarısızlığa uğratıyoruz.” cümlelerine yer verildi.
İsrail’in abluka altındaki Gazze Şeridi’ne 10 Mayıs’ta başlatmış olduğu hava taarruzları Hamas ile varılan ateşkes doğrultusunda 21 Mayıs’ta sona ermişti.
İsrail ordusunun Gazze’ye düzenlediği akınlarda 66’sı çocuk, 39’u bayan olmak üzere 254 Filistinli hayatını kaybetmiş, 1948 kişi yaralanmış, binlerce bina büsbütün yıkılmış ya da kullanılamaz hale gelmişti.
The Washington Post, Wall Street Journal ve Los Angeles Times üzere ileri gelen medya kuruluşlarından muhabirlerin de dahil olduğu, en son 514 gazetecinin imza koyduğu mektupta, şu sözlere yer verildi:
“Gerçeği bulmak ve kuvvetlileri hesaba çekmek gazeteciliğin temel unsurlarıdır. Lakin onlarca yıldır haber dalımız İsrail ve Filistin haberlerinde bu pahaları terk etti. Okuyucularımızı, haberin en temel taraflarını gizleyen bir anlatı ile yüzüstü bıraktık: İsrail’in askeri işgalini ve apartheid sistemini.”
– “İsrail’in Filistinlilere uyguladığı sistematik baskı sterilize edilmemeli”
Mektupta, onlarca yıldır devam eden gazetecilikteki bu yanlış uygulamaya okurlar ve gerçekler ismine son vermenin ve habercilikte rotayı ivedilikle değiştirmenin bir misyon olduğu belirtilerek, “İsrail’in Filistinlilere uyguladığı sistematik baskının ispatları epeyce fazla ve artık bu sterilize edilmemeli.” tabiri paylaşıldı.
İnsan Hakları İzleme Örgütünün (HRW) 27 Nisan’da yayımladığı “Bir eşik asıldı: İsrailli yetkililer ile apartheid ve zulüm suçları” başlıklı 213 sayfalık raporuna atıfta bulunulan mektupta, kelam konusu raporun İsrail makamlarının apartheid siyasetlerle insanlığa karşı kabahat işlediğini belgelediği vurgulandı.
Mektupta, “Gazeteciler olarak haberimizin bu gerçeği yansıtıp yansıtmadığını incelememiz gerekiyor.” denilerek, en son Doğu Kudüs Pir Cerrah Mahallesi’ndeki Filistinlilerin zorla meskenlerinden çıkarılması, İsrail güçlerinin ramazanda Mescidi Aksa baskını ve İsrail’in Gazze’ye yönelik hava saldırısı olaylarında kullanılan haber lisanı buna örnek gösterildi.
– “Hikayeyi hakikat yazmak üzere bir sorumluluğumuz ve kutsal yükümlülüğümüz var”
ABD medya kuruluşlarının haberlerinde İsrail askeri tezlerini sorgulamadan ve delil istemeden çoğunlukla yenidenladığına dikkati çekilen mektupta, “Gazetecileri, dehşet yahut kayırma olmadan tam bağlama dayalı gerçeği söylemeye ve İsrail’in Filistinlilere uyguladığı baskıyı gizlemenin bu dalda objektiflik standartlarında başarısız olduğu manasına geldiğini kabul etmeye çağırıyoruz.” Sözleri kullanıldı.
Mektupta, gazetecilerin halkı hakikat bilgilendirme üzere kıymetli bir misyonu olduğunun altı çizilerek, “Hikayeyi gerçek yazmak üzere bir sorumluluğumuz ve de kutsal bir yükümlülüğümüz var. Gerçeği haberleştirmedeki her başarısızlığımızda, okuyucularımızı, gayemizi ve nihayetinde Filistin halkını başarısızlığa uğratıyoruz.” cümlelerine yer verildi.
İsrail’in abluka altındaki Gazze Şeridi’ne 10 Mayıs’ta başlatmış olduğu hava taarruzları Hamas ile varılan ateşkes doğrultusunda 21 Mayıs’ta sona ermişti.
İsrail ordusunun Gazze’ye düzenlediği akınlarda 66’sı çocuk, 39’u bayan olmak üzere 254 Filistinli hayatını kaybetmiş, 1948 kişi yaralanmış, binlerce bina büsbütün yıkılmış ya da kullanılamaz hale gelmişti.