Balerin Alessandra Ferri’nin arkasında pek çok dans hayatı var. Şimdi sahne dışında bir tane daha olacak. Salı günü, Viyana Devlet Balesi, Amerikan Bale Tiyatrosu’nun eski baş dansçısı Ferri’nin, kontratı Ağustos ayında sona erdiğinde Martin Schläpfer’in yerine yeni sanat yönetmeni olacağını duyurdu.
Haber biraz şaşırtıcı geliyor. İtalyan doğumlu Ferri, 2008’den 2014’e kadar İtalya’daki Spoleto Festivali’nin dans programını yönetmiş olsa da, daha önce bir bale topluluğunu yönetme isteğini dile getirmemişti. Ve 60 yaşında olmasına rağmen önünde hâlâ başarılı bir oyuncu kariyeri var. Ferri 2007’de sahneden çekilmeye çalıştı ancak başarılı olamadı. İki yıl sonra geri döndü ve diğerlerinin yanı sıra Martha Clarke ve Lars Lubovitch’in oyunlarında rol aldı. 2015 yılında Wayne McGregor’un Woolf Works filminde rol aldı ve ertesi yıl 53 yaşındayken Romeo ve Juliet’te Juliet dansı yapmak için Bale Tiyatrosu’na döndü.
Ferri, Viyana’dan dönüşünün ertesi günü Londra’da yapılan bir sohbette ve resmi iş ilanı sırasında gülerek “Hayat sürprizlerle dolu” dedi. “Bana doğal bir ilerleme gibi geliyor.”
Ferri’nin Viyana’da büyük bir işi olacak. 102 dansçıdan oluşan topluluk, hem Viyana Devlet Operası’nda hem de Volksoper’de kendi repertuarıyla her yıl 80’e yakın gösteri veriyor ve opera yapımlarında yer alıyor. Ferri’nin sorumlulukları arasında 2019’daki taciz iddialarından etkilenen bağlı bale akademisinin yönetimi de yer alıyor.
Volksoper’in sanat direktörü Lotte de Beer, bir röportajda Ferri’yi seçmenin “zor bir karar olmadığını” ve Ferri’nin bir şirketi yönetme konusunda hiçbir deneyimi olmamasına rağmen “doğru soruları sorduğunu ve doğru yorumlar yaptığını” söyledi. ve doğal aday gibi hissettim.
De Beer ayrıca Ferri’nin “çok yüksek standartlarına ve kusursuz zevkine” övgüde bulundu.
Bir sohbette Ferri, geniş deneyimini işe nasıl aktarabileceğini ve Viyana Devlet Balesi için nasıl bir vizyona sahip olduğunu anlattı. İşte konuşmadan düzenlenmiş alıntılar.
Bir süredir bir iş yürütmeyi mi düşünüyorsunuz?
Bunun ilerlemek istediğim bir şey olduğunu düşünmüştüm, ancak bunu gerçekleştirmeye odaklanmadım. Yönetmenlik pozisyonuna başvurmamıştım ve oyuncu olarak yer aldığım birçok harika yapım vardı. Ve hayatımın bu aşamasında dans edebilmek gerçekten çok fazla bağlılık gerektiriyor!
Ancak o yazın sonunda Viyana Operası benden bir röportaj istedi. Çok içgüdüselim, ne zaman değişmem ve yoluma devam etmem gerektiğini her zaman biliyordum. Bu o an gibi geldi.
Şirketi ne kadar iyi tanıyorsunuz?
Kraliyet Balesi, La Scala, Bale Tiyatrosu ve Hamburg Balesi’nin üyesiydim. Viyana’da hiçbir şey yok. İlk başta şunu düşündüm: Burası doğru yer mi? Onlarla hiçbir geçmişim yok. Sonra bunun aslında bir artı olduğunu anladım. İlgili ve kararlı olabilirim ama aynı zamanda mesafeli de olabilirim ki bu iyi bir başlangıçtır.
Ben de La Scala opera sisteminin içinde büyüdüm, o yüzden bu yapıyı çok iyi anlıyorum. Ben de Viyana’yı bilmiyorum ama baleyi biliyorum ve sistemi anlıyorum diye düşündüm.
Dünyanın dört bir yanında dans etme deneyimimin bana yönetime farklı yaklaşımlar görme ve işleri tek bir şekilde yürütme konusunda takılıp kalmama özgürlüğünü verdiğini düşünüyorum.
Viyana Devlet Balesi’nde klasikler her zaman yüksek önceliğe sahip olmuştur. Klasik ve daha çağdaş repertuvar arasında nasıl bir denge istiyorsunuz?
Harika klasik repertuar şirketlerinden biri ama ben bugünde yaşayan ve geleceğe bakan bir şirket istiyorum. Açık olan, tarihini ve şehrini yansıtan göz alıcı bir şirket olması gerektiğidir. Belli bir düzeyde gelişmişlik olması gerekir.
Belki klasik ve çağdaş çalışmalar arasında 60:40’lık bir oran yakalayabiliriz ama dürüst olmak gerekirse şu aşamada bundan emin değilim. Kendinize şunu da sorabilirsiniz: Klasik nedir? Bunlar yalnızca 19. yüzyıldan kalma anlatısal baleler değil, aynı zamanda 20. veya 21. yüzyıldan kalma modern klasiklerdir. Kesinlikle bir şeyler, yeni işler yaratmak istiyorum ama bunun bir bale topluluğu olduğunu da her zaman aklınızda bulundurun.
Her iki salonda da farklı eserler sergileyecek misiniz?
Programlamada Devlet Operası ile operet ve hafif eserler icra eden Volksoper’ı birbirinden ayırmak gerektiğini düşünüyorum. Ama henüz seyirciyi tanımıyorum ve sadece beyin fırtınası yapıyorum.
“Mükemmellik” kelimesinin yüksek bir değere sahip olması gerektiğinin farkındayım.
Haber biraz şaşırtıcı geliyor. İtalyan doğumlu Ferri, 2008’den 2014’e kadar İtalya’daki Spoleto Festivali’nin dans programını yönetmiş olsa da, daha önce bir bale topluluğunu yönetme isteğini dile getirmemişti. Ve 60 yaşında olmasına rağmen önünde hâlâ başarılı bir oyuncu kariyeri var. Ferri 2007’de sahneden çekilmeye çalıştı ancak başarılı olamadı. İki yıl sonra geri döndü ve diğerlerinin yanı sıra Martha Clarke ve Lars Lubovitch’in oyunlarında rol aldı. 2015 yılında Wayne McGregor’un Woolf Works filminde rol aldı ve ertesi yıl 53 yaşındayken Romeo ve Juliet’te Juliet dansı yapmak için Bale Tiyatrosu’na döndü.
Ferri, Viyana’dan dönüşünün ertesi günü Londra’da yapılan bir sohbette ve resmi iş ilanı sırasında gülerek “Hayat sürprizlerle dolu” dedi. “Bana doğal bir ilerleme gibi geliyor.”
Ferri’nin Viyana’da büyük bir işi olacak. 102 dansçıdan oluşan topluluk, hem Viyana Devlet Operası’nda hem de Volksoper’de kendi repertuarıyla her yıl 80’e yakın gösteri veriyor ve opera yapımlarında yer alıyor. Ferri’nin sorumlulukları arasında 2019’daki taciz iddialarından etkilenen bağlı bale akademisinin yönetimi de yer alıyor.
Volksoper’in sanat direktörü Lotte de Beer, bir röportajda Ferri’yi seçmenin “zor bir karar olmadığını” ve Ferri’nin bir şirketi yönetme konusunda hiçbir deneyimi olmamasına rağmen “doğru soruları sorduğunu ve doğru yorumlar yaptığını” söyledi. ve doğal aday gibi hissettim.
De Beer ayrıca Ferri’nin “çok yüksek standartlarına ve kusursuz zevkine” övgüde bulundu.
Bir sohbette Ferri, geniş deneyimini işe nasıl aktarabileceğini ve Viyana Devlet Balesi için nasıl bir vizyona sahip olduğunu anlattı. İşte konuşmadan düzenlenmiş alıntılar.
Bir süredir bir iş yürütmeyi mi düşünüyorsunuz?
Bunun ilerlemek istediğim bir şey olduğunu düşünmüştüm, ancak bunu gerçekleştirmeye odaklanmadım. Yönetmenlik pozisyonuna başvurmamıştım ve oyuncu olarak yer aldığım birçok harika yapım vardı. Ve hayatımın bu aşamasında dans edebilmek gerçekten çok fazla bağlılık gerektiriyor!
Ancak o yazın sonunda Viyana Operası benden bir röportaj istedi. Çok içgüdüselim, ne zaman değişmem ve yoluma devam etmem gerektiğini her zaman biliyordum. Bu o an gibi geldi.
Şirketi ne kadar iyi tanıyorsunuz?
Kraliyet Balesi, La Scala, Bale Tiyatrosu ve Hamburg Balesi’nin üyesiydim. Viyana’da hiçbir şey yok. İlk başta şunu düşündüm: Burası doğru yer mi? Onlarla hiçbir geçmişim yok. Sonra bunun aslında bir artı olduğunu anladım. İlgili ve kararlı olabilirim ama aynı zamanda mesafeli de olabilirim ki bu iyi bir başlangıçtır.
Ben de La Scala opera sisteminin içinde büyüdüm, o yüzden bu yapıyı çok iyi anlıyorum. Ben de Viyana’yı bilmiyorum ama baleyi biliyorum ve sistemi anlıyorum diye düşündüm.
Dünyanın dört bir yanında dans etme deneyimimin bana yönetime farklı yaklaşımlar görme ve işleri tek bir şekilde yürütme konusunda takılıp kalmama özgürlüğünü verdiğini düşünüyorum.
Viyana Devlet Balesi’nde klasikler her zaman yüksek önceliğe sahip olmuştur. Klasik ve daha çağdaş repertuvar arasında nasıl bir denge istiyorsunuz?
Harika klasik repertuar şirketlerinden biri ama ben bugünde yaşayan ve geleceğe bakan bir şirket istiyorum. Açık olan, tarihini ve şehrini yansıtan göz alıcı bir şirket olması gerektiğidir. Belli bir düzeyde gelişmişlik olması gerekir.
Belki klasik ve çağdaş çalışmalar arasında 60:40’lık bir oran yakalayabiliriz ama dürüst olmak gerekirse şu aşamada bundan emin değilim. Kendinize şunu da sorabilirsiniz: Klasik nedir? Bunlar yalnızca 19. yüzyıldan kalma anlatısal baleler değil, aynı zamanda 20. veya 21. yüzyıldan kalma modern klasiklerdir. Kesinlikle bir şeyler, yeni işler yaratmak istiyorum ama bunun bir bale topluluğu olduğunu da her zaman aklınızda bulundurun.
Her iki salonda da farklı eserler sergileyecek misiniz?
Programlamada Devlet Operası ile operet ve hafif eserler icra eden Volksoper’ı birbirinden ayırmak gerektiğini düşünüyorum. Ama henüz seyirciyi tanımıyorum ve sadece beyin fırtınası yapıyorum.
“Mükemmellik” kelimesinin yüksek bir değere sahip olması gerektiğinin farkındayım.