Muhabir
New member
Güney Afrika Cumhuriyeti’ni 1948-1994’te yöneten ırkçı apartheid rejiminin yıkılmasında ve ülkede barışçıl yollardan demokrasiye geçişte son derece kritik bir rol oynayan Tutu, Güney Afrikalılar tarafınca hürriyet kahramanı olarak görülüyor.
Başta Filistin, Tibet ve Arakan olmak üzere milletlerarası sorunların tahliline yönelik ve haksızlıklara karşı takındığı etkin tavırla da tanınan Tutu, milletlerarası kamuoyu tarafınca da büyük hürmet görüyor.
Tutu’nun yakın arkadaşı ve eski Cape Town Belediye Lideri Gordon Oliver, Nelson Mandela’nın torunu, insan hakları aktivisti Mandla Mandela ve Güney Afrikalı gazeteci Shefik Morton, Tutu’nun kişiliğini ve çabasını AA muhabirine anlattı.
Oliver, Tutu’nun Güney Afrika’da apartheid zıddı çabada liderlik yaptığını belirterek, “Tutu, her vakit adalet ve hakkaniyet üzerineydi. Bu yüzden görüşlerinde, aktardığı, ilettiği, inandığı ve yapılması gerekenin ne olduğu konusunda epeyce netti” dedi.
Tutu’nun apartheid daha sonrası periyotta de iktidar partisi Afrika Ulusal Kongresini (ANC) eleştirmekten kaçınmadığını kaydeden Oliver, memleketler arası arenada başta Filistin ve Tibet sorunu olmak üzere hep ezilenlerden yana tutum aldığını tabir etti.
Oliver, Tutu’nun Cape Town’un birinci siyah başpiskoposu olduğunu lakin apartheid maddelerinin Tutu’nun beyaz bölgesinde yer alan resmi başpiskopos ikametgahında oturmasına müsaade vermediğini kaydetti.
Oliver, “(Tutu) Kendisine uygulanan ırkçılığa karşı, siyah yahut beyaz ayrımı yapmaksızın apartheid daha sonrasında da ırkçılığın her türlüsüne karşı cephe almaya devam etti” diye konuştu.
Nelson Mandela’nın torunu Mandla Mandela da Tutu’nun kendi kuşağın en dikkat alımlı karakterlerinden biri olduğunu tabir ederek, “Tutu’nun biroldukca Güney Afrikalı için bugün de ilham kaynağı olduğunu söyleyebilirim” sözlerini kullandı.
Mandela, Filistin ziyareti daha sonrası Tutu’nun apartheid rejiminin en makûs halinin İsrail tarafınca uygulandığını anladığını ve bunun akabinde Filistin halkının özgürlüğü için durmadan uğraş ettiğini belirtti.
“GÜNEY AFRİKALILAR İÇİN BİR BABA GİBİYDİ”
Güney Afrikalı gazeteci Shefiq Morton da Tutu’nun Güney Afrika toplumunun korkusuz ve iltimassız bir ahlaki pusulası olduğunu belirterek, “Biz Güney Afrikalılar için bir baba üzereydi. Halkın ortasında bir halk adamıydı” dedi.
Morton, hiç bir vakit siyasete girmemesine karşın Tutu’nun siyasi bir ses olduğunu kaydederek, “Onun sesi kozmik bir adaletin sesiydi. Onun için Hristiyan, Yahudi, Müslüman ya da Hindu olmanızın bir ehemmiyeti yoktu. Hepimiz tıpkı yaratıcının çocuklarıydık” diye konuştu.
Tutu’nun apartheid rejiminin yıkılmasında oynadığı kilit role de değinen Morton, onun çabasının tüm cephelerde şiddet aksisi ve demokrasi yanlısı olduğunu ve ateş altında dahi barışçıl direnişin onurlu bir sembolü olmaya devam ettiğini söylemiş oldu.
Morton, İslam üzerine de araştırmaları bulunan Tutu’nun İslam’a ve onun temel bildirisine büsbütün aşina ve sürekli saygılı olduğunu kaydetti.
Başta Filistin, Tibet ve Arakan olmak üzere milletlerarası sorunların tahliline yönelik ve haksızlıklara karşı takındığı etkin tavırla da tanınan Tutu, milletlerarası kamuoyu tarafınca da büyük hürmet görüyor.
Tutu’nun yakın arkadaşı ve eski Cape Town Belediye Lideri Gordon Oliver, Nelson Mandela’nın torunu, insan hakları aktivisti Mandla Mandela ve Güney Afrikalı gazeteci Shefik Morton, Tutu’nun kişiliğini ve çabasını AA muhabirine anlattı.
Oliver, Tutu’nun Güney Afrika’da apartheid zıddı çabada liderlik yaptığını belirterek, “Tutu, her vakit adalet ve hakkaniyet üzerineydi. Bu yüzden görüşlerinde, aktardığı, ilettiği, inandığı ve yapılması gerekenin ne olduğu konusunda epeyce netti” dedi.
Tutu’nun apartheid daha sonrası periyotta de iktidar partisi Afrika Ulusal Kongresini (ANC) eleştirmekten kaçınmadığını kaydeden Oliver, memleketler arası arenada başta Filistin ve Tibet sorunu olmak üzere hep ezilenlerden yana tutum aldığını tabir etti.
Oliver, Tutu’nun Cape Town’un birinci siyah başpiskoposu olduğunu lakin apartheid maddelerinin Tutu’nun beyaz bölgesinde yer alan resmi başpiskopos ikametgahında oturmasına müsaade vermediğini kaydetti.
Oliver, “(Tutu) Kendisine uygulanan ırkçılığa karşı, siyah yahut beyaz ayrımı yapmaksızın apartheid daha sonrasında da ırkçılığın her türlüsüne karşı cephe almaya devam etti” diye konuştu.
Nelson Mandela’nın torunu Mandla Mandela da Tutu’nun kendi kuşağın en dikkat alımlı karakterlerinden biri olduğunu tabir ederek, “Tutu’nun biroldukca Güney Afrikalı için bugün de ilham kaynağı olduğunu söyleyebilirim” sözlerini kullandı.
Mandela, Filistin ziyareti daha sonrası Tutu’nun apartheid rejiminin en makûs halinin İsrail tarafınca uygulandığını anladığını ve bunun akabinde Filistin halkının özgürlüğü için durmadan uğraş ettiğini belirtti.
“GÜNEY AFRİKALILAR İÇİN BİR BABA GİBİYDİ”
Güney Afrikalı gazeteci Shefiq Morton da Tutu’nun Güney Afrika toplumunun korkusuz ve iltimassız bir ahlaki pusulası olduğunu belirterek, “Biz Güney Afrikalılar için bir baba üzereydi. Halkın ortasında bir halk adamıydı” dedi.
Morton, hiç bir vakit siyasete girmemesine karşın Tutu’nun siyasi bir ses olduğunu kaydederek, “Onun sesi kozmik bir adaletin sesiydi. Onun için Hristiyan, Yahudi, Müslüman ya da Hindu olmanızın bir ehemmiyeti yoktu. Hepimiz tıpkı yaratıcının çocuklarıydık” diye konuştu.
Tutu’nun apartheid rejiminin yıkılmasında oynadığı kilit role de değinen Morton, onun çabasının tüm cephelerde şiddet aksisi ve demokrasi yanlısı olduğunu ve ateş altında dahi barışçıl direnişin onurlu bir sembolü olmaya devam ettiğini söylemiş oldu.
Morton, İslam üzerine de araştırmaları bulunan Tutu’nun İslam’a ve onun temel bildirisine büsbütün aşina ve sürekli saygılı olduğunu kaydetti.