Undertaker
New member
Nektar Yazılım Kurucu Ortağı Mehmetcan Yılmaz, AA muhabirine, taşınabilir ve web uygulamalar, tasarım, teknoloji danışmanlığı alanlarında tahliller sunan şirketlerinin, “start-up”lardan büyük ölçekli firmalara kadar bir epey kuruluşa hizmet sağladığını söylemiş oldu.
Kuruldukları devirde hizmet kalitelerini artırmaya odaklandıklarını ve verimlilik asıllarını hedefleyerek çalışmalarını sürdürdüklerini vurgulayan Yılmaz, “Önceliğimiz daima daha düzgününü üretmek oldu. Kendimizi, kesimdeki başka firmalara kıyasla kalite ve vakit manasında avantajlı pozisyona getirmek için çalıştık. Zira bu dalda her vakit fark yaratmak gerekiyor.” dedi.
Nektar Yazılım’ı kurarken KOSGEB İleri Teşebbüsçü Dayanak Programı’ndan pek faydalandıklarına işaret eden Yılmaz, bu takviyeler ve gerçekleştirdikleri projelerden sağladıkları gelirlerle şirketlerini güçlendirdiklerini bildirdi.
Yılmaz, Türkiye’deki çalışmalarının yanı sıra ihracata da yöneldikleri bilgisini vererek, şöyleki konuştu:
“İki yılda 10’dan fazla ülkeye hizmet ihracatı gerçekleştirdik. Şirketimiz bu müddette 8 milyon liranın üzerinde pahaya ulaştı. Şu an 10 kişilik mükemmel bir grubumuz var. 2022 yılı ortasında grubumuzu büyüterek 30 kişilik bir tertibe sahip olmayı ve kendimize ilişkin yeni bir projeyi hayata geçirerek, ihracatımızı artırmayı hedefliyoruz.”
Yılmaz, kendisi üzere teşebbüsçü olmak isteyen gençlere de heyecanlarını kaybetmemeleri tavsiyesinde bulundu.
GAYEMİZ BU İŞİ BÜSBÜTÜN YURT DIŞINA TAŞIMAK
Mateit Teknolojileri Kurucu Ortağı Cevdet Selçuk da çalışmaya 23 yaşında başladığını ve kimi teşebbüslerde bulunduğunu anlattı.
Bu teşebbüslerinin istediği üzere sonuçlanmadığını belirten Selçuk, “hemen sonrasında kurumsal hayata girdim. Burada konfor alanım vardı, hayli fazla şey öğrenebiliyordum. Ben de mümkün olduğunca kendimi geliştirmeyi hedefledim. Farklı alanlarda bilgi sahibi oldum. Edindiğim deneyimler, kendimi daha güzel yetiştirmemi sağladı.” sözlerini kullandı.
KOSGEB’in programından faydalanarak şirketlerini kurduklarını aktaran Selçuk, şu anda robotik süreç otomasyonu, yapay zeka ve makine tahsili alanında faaliyet gösterdiklerini ve Metaverse ile ilgili çalışmalar da yapmaya başladıklarını lisana getirdi.
Selçuk, piyasaya girdiklerinde bu alanda faaliyet gösteren çok şirket olmadığını fakat son periyotta bilhassa İstanbul’da bir fazlaca firmanın ortaya çıktığını, yerli mamüllerin de piyasada bulunduğunu ve bunların gelişmesini desteklediklerini söylemiş oldu.
Memleketler arası kimi firmalarla çeşitli paydaşlıklar yaptıklarını tabir eden Selçuk, üniversitelerin düzenlediği etkinliklere katılarak da sahip oldukları bilgi birikimini öğrencilerle paylaştıklarını anlattı.
Selçuk, 300 bin liraya yakın yatırım yaparak şirketi kurdukları bilgisini vererek, şu değerlendirmede bulundu:
“Şu ana kadar Almanya’ya ihracat yaptık. Çeşitli memleketler arası firmaların da Türkiye’de birinci defa gerçekleştirecekleri uygulamalardan kimilerini biz devreye aldık. Maksadımız bu işi büsbütün yurt dışına taşıyabilmek. Kesim bu manada dünyada aç. Öncelikle Avrupa, ABD ve Kanada’da faaliyet göstermek istiyoruz. Buralardan teklifler de alıyoruz. Biz ucuz iş gücünden çok, kaliteli iş gücü olarak piyasada var olmak istiyoruz. Türkiye’deki istihdamı devam ettirerek, yurt haricinde da varlık göstermeyi hedefliyoruz.”
Türkiye’de sahiden yeterli ve donanımlı gençlerin bulunduğunu vurgulayan Selçuk, insanların kendilerine güvendiği bir mevzuda korkmadan denemeye çalışması gerektiğini bildirdi.
Selçuk, Türkiye’nin yazılım alanında dünya piyasasında büyük markaları olmadığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Dünyada isim yapmış firmaları incelediğimizde, lokal kaynaklarla hayli büyük muvaffakiyet elde ettiklerini görüyoruz. niye yerli bir firmayı bu alanlarda görmeyelim? Devletimizin takviyesiyle bu üzere teşebbüsleri yurt dışı pazarına açmayı temenni ediyoruz. Bu alanda devlet dayanağıyla globalde epeyce başarılı firmalara sahip olmak hayal değil.”
Kuruldukları devirde hizmet kalitelerini artırmaya odaklandıklarını ve verimlilik asıllarını hedefleyerek çalışmalarını sürdürdüklerini vurgulayan Yılmaz, “Önceliğimiz daima daha düzgününü üretmek oldu. Kendimizi, kesimdeki başka firmalara kıyasla kalite ve vakit manasında avantajlı pozisyona getirmek için çalıştık. Zira bu dalda her vakit fark yaratmak gerekiyor.” dedi.
Nektar Yazılım’ı kurarken KOSGEB İleri Teşebbüsçü Dayanak Programı’ndan pek faydalandıklarına işaret eden Yılmaz, bu takviyeler ve gerçekleştirdikleri projelerden sağladıkları gelirlerle şirketlerini güçlendirdiklerini bildirdi.
Yılmaz, Türkiye’deki çalışmalarının yanı sıra ihracata da yöneldikleri bilgisini vererek, şöyleki konuştu:
“İki yılda 10’dan fazla ülkeye hizmet ihracatı gerçekleştirdik. Şirketimiz bu müddette 8 milyon liranın üzerinde pahaya ulaştı. Şu an 10 kişilik mükemmel bir grubumuz var. 2022 yılı ortasında grubumuzu büyüterek 30 kişilik bir tertibe sahip olmayı ve kendimize ilişkin yeni bir projeyi hayata geçirerek, ihracatımızı artırmayı hedefliyoruz.”
Yılmaz, kendisi üzere teşebbüsçü olmak isteyen gençlere de heyecanlarını kaybetmemeleri tavsiyesinde bulundu.
GAYEMİZ BU İŞİ BÜSBÜTÜN YURT DIŞINA TAŞIMAK
Mateit Teknolojileri Kurucu Ortağı Cevdet Selçuk da çalışmaya 23 yaşında başladığını ve kimi teşebbüslerde bulunduğunu anlattı.
Bu teşebbüslerinin istediği üzere sonuçlanmadığını belirten Selçuk, “hemen sonrasında kurumsal hayata girdim. Burada konfor alanım vardı, hayli fazla şey öğrenebiliyordum. Ben de mümkün olduğunca kendimi geliştirmeyi hedefledim. Farklı alanlarda bilgi sahibi oldum. Edindiğim deneyimler, kendimi daha güzel yetiştirmemi sağladı.” sözlerini kullandı.
KOSGEB’in programından faydalanarak şirketlerini kurduklarını aktaran Selçuk, şu anda robotik süreç otomasyonu, yapay zeka ve makine tahsili alanında faaliyet gösterdiklerini ve Metaverse ile ilgili çalışmalar da yapmaya başladıklarını lisana getirdi.
Selçuk, piyasaya girdiklerinde bu alanda faaliyet gösteren çok şirket olmadığını fakat son periyotta bilhassa İstanbul’da bir fazlaca firmanın ortaya çıktığını, yerli mamüllerin de piyasada bulunduğunu ve bunların gelişmesini desteklediklerini söylemiş oldu.
Memleketler arası kimi firmalarla çeşitli paydaşlıklar yaptıklarını tabir eden Selçuk, üniversitelerin düzenlediği etkinliklere katılarak da sahip oldukları bilgi birikimini öğrencilerle paylaştıklarını anlattı.
Selçuk, 300 bin liraya yakın yatırım yaparak şirketi kurdukları bilgisini vererek, şu değerlendirmede bulundu:
“Şu ana kadar Almanya’ya ihracat yaptık. Çeşitli memleketler arası firmaların da Türkiye’de birinci defa gerçekleştirecekleri uygulamalardan kimilerini biz devreye aldık. Maksadımız bu işi büsbütün yurt dışına taşıyabilmek. Kesim bu manada dünyada aç. Öncelikle Avrupa, ABD ve Kanada’da faaliyet göstermek istiyoruz. Buralardan teklifler de alıyoruz. Biz ucuz iş gücünden çok, kaliteli iş gücü olarak piyasada var olmak istiyoruz. Türkiye’deki istihdamı devam ettirerek, yurt haricinde da varlık göstermeyi hedefliyoruz.”
Türkiye’de sahiden yeterli ve donanımlı gençlerin bulunduğunu vurgulayan Selçuk, insanların kendilerine güvendiği bir mevzuda korkmadan denemeye çalışması gerektiğini bildirdi.
Selçuk, Türkiye’nin yazılım alanında dünya piyasasında büyük markaları olmadığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Dünyada isim yapmış firmaları incelediğimizde, lokal kaynaklarla hayli büyük muvaffakiyet elde ettiklerini görüyoruz. niye yerli bir firmayı bu alanlarda görmeyelim? Devletimizin takviyesiyle bu üzere teşebbüsleri yurt dışı pazarına açmayı temenni ediyoruz. Bu alanda devlet dayanağıyla globalde epeyce başarılı firmalara sahip olmak hayal değil.”