Muhabir
New member
Moskova merkezli Dünya İktisat ve Memleketler arası Bağlantılar Enstitüsü’nden (IMEMO RAN) kıdemli araştırma bakılırsavlisi, Türkolog Doç. Dr. Vladimir Avatkov ve Doğu Araştırmaları Merkezi’nden Danila Krylov, ABD’nin Afganistan’dan çekilme sonucu daha sonrası ortaya çıkan ‘kontrolsüz göç’ sorunu ve Afganistan-Türkiye bağlantılarını mercek altına aldı.
Rus Izvestia gazetesi, uzmanların yorumlarını, “Doğu’dan gelen karanlık” başlığıyla okuyucularına servis etti.
YAKLAŞMAKTA OLAN YENİ GÖÇ DALGASI
Avatkov, ‘kontrolsüz göç’ probleminin Türkiye için kilit sorunlardan biri olduğunu hatırlatarak, bu durumun Türk iç ve dış siyasetinin seyrini kökten etkilediğini belirtti.
Avatkov, göçmenlerin bilhassa Türkiye iç siyaseti ve ekonomik sistem üzerinde büyük bir baskı oluşturduğunu vurguladı. Avatkov, Izvestia’ya demecinde, “Türkiye, topraklarındaki göçmenlerin bakımı için büyük ölçüde kaynak transferi yapmakta. Yaklaşmakta olan yeni yasadışı göç dalgası Türkiye’yi pek sıkıntı durumda bırakacak” sözlerine yer verdi.
“AFGANLAR, SURİYELİLERE BENZEMEZ”
Suriye’nin, Osmanlı İmparatorluğu’nun bir modülü olması sebebiyle, bölgede Arapların yanı sıra Türk nüfusun da hayli kalabalık olduğunu savunan Avatkov,’a göre, Suriyeli mülteciler içinde Türk toplumuna yakın olanlar olabilecekken Afganistan’da durum büsbütün farklı. Avatkov’a nazaran, “Türkiye’nin iç özelliklerini değiştirmeden Afganları asimile etmesi neredeyse imkansız.”
Hususa ait görüşlerini paylaşan Danila Krylov’a göre, “Türkler Afganistan’a girebilir ve akabinde, nüfuzlarını Orta Asya bölgesine yaymaya başlayabilirler. Bunu yalnızca ‘yumuşak güç’ siyaseti çerçevesinde değil, bununla birlikte ‘sert gücü’ kullanarak da yapabilirler. […] Buna rağmen Taliban ile ideolojik-değer çatışması yaşamaları çok beklenen ve bu sebeple, Afganistan’da Türkler ile Taliban içinde çatışma mümkünlüğü her vakit yüksek.”
“AFGANİSTAN, ÖBÜR BÖLGELERLE KIYASLANAMAZ”
Öte yandan, Taliban’ın şuan Türkiye üzere büyük bir bölgesel güçle savaşmak istemeyeceğini savunan Krylov’a nazaran, Türkiye’nin Afganistan konusundaki kararlılığı, bölgenin Amerikan denetimi altında olduğu vakit içinderdan daha hararetli olacağa benzeyen bir öbür sıcak periyodun habercisi.
Krylov’a bakılırsa Türkiye, Afganistan üzere ideolojik aksiyonlara öncülük eden ve uyuşturucu satışı yoluyla büyük gelir elde eden yasadışı bir güçle karşı karşıya ve bu üslup bir alanda askeri gayret deneyimine sahip değil. Taliban’ın finansal yeteneklerinin hayli geniş olduğunu vurgulayan uzmana bakılırsa, “Bu koşullar ne Suriye, ne Irak, ne de Libya ile benzerlik gösteriyor.”
TALİBAN: MÜSAADE VERMEYECEĞİZ
Taliban Sözcüsü Zabihullah Mücahit, kısa müddet evvel yaptığı bir açıklamada, Türkiye’nin birliklerini Afganistan’a sokmasına müsaade vermeyeceklerini söylemiş, “ABD çekildikten daha sonra öteki yabancı güçlerin bu ülkede kalmalarına hiç bir biçimde müsaade vermeyeceğiz” demişti.
Rus Izvestia gazetesi, uzmanların yorumlarını, “Doğu’dan gelen karanlık” başlığıyla okuyucularına servis etti.
YAKLAŞMAKTA OLAN YENİ GÖÇ DALGASI
Avatkov, ‘kontrolsüz göç’ probleminin Türkiye için kilit sorunlardan biri olduğunu hatırlatarak, bu durumun Türk iç ve dış siyasetinin seyrini kökten etkilediğini belirtti.
Avatkov, göçmenlerin bilhassa Türkiye iç siyaseti ve ekonomik sistem üzerinde büyük bir baskı oluşturduğunu vurguladı. Avatkov, Izvestia’ya demecinde, “Türkiye, topraklarındaki göçmenlerin bakımı için büyük ölçüde kaynak transferi yapmakta. Yaklaşmakta olan yeni yasadışı göç dalgası Türkiye’yi pek sıkıntı durumda bırakacak” sözlerine yer verdi.
“AFGANLAR, SURİYELİLERE BENZEMEZ”
Suriye’nin, Osmanlı İmparatorluğu’nun bir modülü olması sebebiyle, bölgede Arapların yanı sıra Türk nüfusun da hayli kalabalık olduğunu savunan Avatkov,’a göre, Suriyeli mülteciler içinde Türk toplumuna yakın olanlar olabilecekken Afganistan’da durum büsbütün farklı. Avatkov’a nazaran, “Türkiye’nin iç özelliklerini değiştirmeden Afganları asimile etmesi neredeyse imkansız.”
Hususa ait görüşlerini paylaşan Danila Krylov’a göre, “Türkler Afganistan’a girebilir ve akabinde, nüfuzlarını Orta Asya bölgesine yaymaya başlayabilirler. Bunu yalnızca ‘yumuşak güç’ siyaseti çerçevesinde değil, bununla birlikte ‘sert gücü’ kullanarak da yapabilirler. […] Buna rağmen Taliban ile ideolojik-değer çatışması yaşamaları çok beklenen ve bu sebeple, Afganistan’da Türkler ile Taliban içinde çatışma mümkünlüğü her vakit yüksek.”
“AFGANİSTAN, ÖBÜR BÖLGELERLE KIYASLANAMAZ”
Öte yandan, Taliban’ın şuan Türkiye üzere büyük bir bölgesel güçle savaşmak istemeyeceğini savunan Krylov’a nazaran, Türkiye’nin Afganistan konusundaki kararlılığı, bölgenin Amerikan denetimi altında olduğu vakit içinderdan daha hararetli olacağa benzeyen bir öbür sıcak periyodun habercisi.
Krylov’a bakılırsa Türkiye, Afganistan üzere ideolojik aksiyonlara öncülük eden ve uyuşturucu satışı yoluyla büyük gelir elde eden yasadışı bir güçle karşı karşıya ve bu üslup bir alanda askeri gayret deneyimine sahip değil. Taliban’ın finansal yeteneklerinin hayli geniş olduğunu vurgulayan uzmana bakılırsa, “Bu koşullar ne Suriye, ne Irak, ne de Libya ile benzerlik gösteriyor.”
TALİBAN: MÜSAADE VERMEYECEĞİZ
Taliban Sözcüsü Zabihullah Mücahit, kısa müddet evvel yaptığı bir açıklamada, Türkiye’nin birliklerini Afganistan’a sokmasına müsaade vermeyeceklerini söylemiş, “ABD çekildikten daha sonra öteki yabancı güçlerin bu ülkede kalmalarına hiç bir biçimde müsaade vermeyeceğiz” demişti.